Gizli Ayıp Nedeniyle Aracın Ayıpsız Misliyle Değişimi: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Kararı Özeti

İstanbul’da ikamet eden bir vatandaş, 2016 yılında bayiden sıfır olarak aldığı otomobili, Periyodik bakım ve tamir işlerini yetkili servise yaptırdı. 2019 yılında araç seyir halindeyken motor arızası verdi; yetkili servise götürüldüğünde motor değişimi 99 gün sürecek şekilde kayda geçti. Bu süreçten sonra araç, 3 gün sonra aynı arızayı bir kez daha gösterdi ve yeniden servise götürüldü; motor değişiminin ardından sahibine 84 gün sonra teslim edildi. Teslimden sadece 2 gün sonra aracın hararet ikazı vermesiyle üçüncü kez servise getirildi ve burada parçaların değişmesi gerektiği belirtildi. Ancak vatandaş onarıma izin vermedi. Yaklaşık 6 ay içinde aracı yalnızca 5 gün kullanabilen sürücü için bayi tarafından hatasız ve sorunsuz başka bir araç talebi karşılanmadı. Bu nedenle vatandaş, İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi’ne başvuruda bulunarak gizli ayıplı aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesini talep etti. Davalı şirket ise aracı yaklaşık 5 yıldır kullandığını öne sürerek davanın reddini istedi.

Araçtan Beklenen Faydaların Sağlanamadığına Dair Değerlendirme

Mahkeme, aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi gerektiğine hükmetti. Satın alım ile son servis tarihi arasındaki dönemde araç 9 kez servise girerken, pek çok parça değişimi ve motor değişimleri de buna dahil edildi. Kararda, aracın orijinal yapısının kaybolduğu ve sürücünün araçtan beklediği faydayı elde edemediği vurgulandı. Gizli ayıp nedeniyle misliyle değişim talebinin haklı bulunduğu belirtildi.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, davacının gizli ayıplı araç nedeniyle talep ettiği değişimi yerinde buldu ve bozmayı reddetti. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay, değişim kararını hukuka uygun bulup onadı. Dairenin açıklamasında şu ifadelere yer verildi: ”Araçta meydana gelen motor arızaları ilk alım anında kestirilemeyen, kullanım sonucu ortaya çıkan ve üretim ile tasarım faktörleriyle alakalı olan sorunlar olarak değerlendirildi. Bu durum, aracın faydasını sürdürmesini ve ekonomik değer kaybı doğurması nedeniyle 6502 sayılı Kanun kapsamında gizli ayıp niteliğini taşımaktadır.”