Sındırgı Depreminin Ardında Yatan Dinamikler: Uzmanlar Nasıl Yorumluyor?

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos’taki sarsıntının ardından yaşanan deprem dalgası ve artçıları, bölgede deprem aktivitesinin süreceğini gösteriyor. Uzmanlar; faylar arasındaki etkileşimler, stres boşalması ve yerleşim yerlerindeki yapı stokunun etkilenme biçimi üzerinde duruyorlar. Bu süreç kapsamında artçıların birkaç hafta, hatta birkaç ay boyunca devam etmesi bekleniyor.

Enerji boşalmasının göstergeleri konusunda Prof. Dr. Okan Tüysüz, “Depremler bir enerji boşalmasıdır” diyerek kıyaslama yaptı. Dün yaşanan deprem, 21 bin 300 tonluk dinamit patlamasına denk bir enerji yayımlamış durumda ve Nagazaki’ye atılan atom bombasına eşdeğer bir enerji salınımı olarak değerlendirildi. Şu ana kadar bölgede meydana gelen deprem sayısı giderek artıyor; mevcut veriler deprem aktivitesinin süreceğini işaret ediyor.

Depremlerin büyüklüğü, yakınlığı ve zemin ile yapı kalitesi gibi faktörler hasarın boyutunu belirliyor. Yaklaşık 20-30 kilometre mesafede gerçekleşen deprem yoğun hasara yol açabilecek bir konumda bulunuyor. Uzmanlar, yapı stokunun güçlendirilmesi ve kontrollü geçişlerle güvenliğin artırılabileceğini vurguluyorlar.

Depremlerin yayılımı ve beklenen süre konusunda Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, deprem fırtınasının oluşumunu ve 1-2 aylık periyotta 4,3 ile 2,1 arasındaki artçı depremlerin görüleceğini ifade etti. Bu süreçte yeni büyük bir deprem beklenmemekle birlikte, artçıların sayısında artış olabilir ve bu durum dinamik etkileri sürekli kılabilir.

İstanbul ve çevresindekilerin de depremi hissettiği bu olayla ilgili olarak CNN Türk’e verdiği röportajda Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Sındırgı depreminin bir artçı değil tetikleyici nitelikte olduğunu belirtti. Özellikle fayların birbirini tetikleyebileceğini söyleyen Üşümezsoy, Marmara depremini etkileyecek bir sonuç olmadığını vurguladı. “Bölgeye dikkat edilmesi ve dayanıklı yapı stokunun korunması gerekiyor” dedi.

Yapı güvenliği ve güçlendirme meselesi ise özellikle Kapadokya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu’nun dikkat çektiği konular arasında. O da deprem fırtınalarının birkaç ay sürebileceğini ve bağımsız faylar üzerinden enerji boşalımının devam edebileceğini belirtti. Tekrarlanan artçı depremler, mevcut yapı stoklarında dinamik etkilere yol açabilir; bu nedenle hasarlı binaların tespit edilip güçlendirilmesi ya da gerekiyorsa yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.

İstikrar ve güvenlik için alınacak önlemler konusunda Prof. Dr. Gökçeoğlu, bölgedeki fay haritası ve mevcut fayların etkileşimleriyle ilgili olarak, “deprem fırtınası şeklinde devam etmesi muhtemel” ifadesini kullanıyor. Bu süreçte kimsenin panik yapmaması ve deprem anında sakin kalması, sonrasında ise binalarda çatlak ve hasar tespitinin yapılması gerekiyor. Güçlendirme ve periyodik kontrol, ilçelerde güvenli yaşam için kritik adımlar arasında yer alıyor.

SİLİVRİ ve çevresinde korkulacak bir durum olmadığını söyleyen CNN bildirisiyle yankılanan açıklamalarda, bazı fayların birbirini tetikleyebileceği konusunda uyarılar yapılıyor. Özellikle Silivri için mevcut çukurlar ve kaynaklar, riskin düşük olduğuna işaret ediyor; ancak deprem dinamiklerinin bölgeye göre değişebileceği unutulmamalı.