MKE’nin Yerli Tasarımlarıyla Türkiye’nin En Uzun Menzilli Keskin Nişancı Tüfeği ve İlk 10.36 mm Kalibreli Üretim Serüveni

AB de dahil olmak üzere dışa bağımlılığın azaltılması hedefiyle savunma sanayisinde yerli çözümler ön plana çıkarıldı. Bu çerçevede Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) tarafından geliştirilen iki önemli tüfek, ilk kez kamuoyuna tanıtıldı: MKE-408 ve KNT-859. KNT-859 keskin nişancı tüfeği, 8.59 mm kalibreyle yarı otomatik olarak çalışıyor ve dünyada birkaç muadili bulunan bu tasarımın amacı uzun menzilli hassas atışlar için yüksek performans sunmaktır. Söz konusu silahta gaz piston sistemi, 27 inç uzunlukta namlu, yaklaşık 1 MOA dağılım ve 10 fişek kapasiteli şarjör gibi teknik özellikler dikkat çekiyor. Ayrıca gaz ayarı ve çok yönlü kullanıcı konforu için tasarlanmış ek sistemler, dipçik ve teleskopik ayar olanaklarıyla kullanıcılara esneklik sağlıyor.

İcracı MKE Silah Fabrikası AR-GE Müdürü Cengizhan Türk, Türkiye’de üretimi bulunmayan bu kalibrenin dünyada sınırlı sayıda muadili bulunduğunu belirterek, silahın yaklaşık 1500 metre etki mesafesinde çalışabildiğini ve kısa çarpmalı gaz piston mekanizmasıyla stabil atış sağladığını açıkladı. Tasarım süreci, 2024 başlarında başlayıp 6 ay gibi bir sürede tamamlandı ve prototip üretimi sonbahar itibarıyla gerçekleştirilerek performans testlerine geçildi.

TÜRKİYE’NİN EN UZUN MENZİLLİ KESKİN NİŞANCI SİLAHI MKE-408 konumunda yer alan MKE-408 ise ülkenin en uzun menzilli keskin nişancı tüfeği olarak öne çıkıyor. Kıdemli tasarım mühendisi Mehmet Sertaç Karagöz, 408 kalibrinin adının merminin çapından geldiğini belirtirken, silahın yaklaşık 2.200 metreye kadar nokta atış yapabildiğini ifade etti. Bu kalibreyle çalışan tüfeğin toplam ağırlığı yaklaşık 9,5 kilogram olarak tasarlandı ve özellikle namlu freni tasarımı sayesinde geri tepme önemli ölçüde azaltıldı. Böylece atışlar sabit ve dengeli bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.

Karagöz, bu silahın yüzde 100 Makine Kimya Endüstrisi Silah Fabrikası tarafından tasarlandığını ve yine aynı fabrika imkanlarında üretilebileceğini vurguladı. Tasarım süreci 2024’ün ortasında başlatıldı; yıl sonunda ilk prototipler üretildi ve fonksiyon testleri tamamlandı. Pilot kafile üretimleri de hızla ilerletilerek, kısa sürede tasarım ve üretim aşamalarını tamamlamak hedeflendi. Kalibre olarak çalışılması zor olan bu silahın, NATO standardında olmayan bir mühimmat kullandığına dikkat çeken Karagöz, Türkiye’nin kalibre konusunda ileri düzeyde bir kabiliyet sergilediğini ifade etti. Dünya geneline bakıldığında benzeri bulunan bu silahlar arasında Türkiye’nin elde ettiği başarı, 408 kalibredeki üretim ve entegrasyon kapasitesiyle dikkat çekiyor.

Girişimler hızlı ilerliyor ve tasarım doğrulama süreçleri için yapılan pilot üretimler, Türkiye’nin savunma sanayinde bağımsız üretim kapasitesine önemli bir katkı sunuyor. Söz konusu tüfekler, milli imkanlarla geliştirilmiş olup, dışa bağımlılığın azaltılması hedefiyle tasarım ve üretim aşamalarında büyük ilerleme kaydedildi.