Dijital şiddetle mücadelede uluslararası önlemler, kadın sporcular için güvenli alanlar ve Türkiye perspektifiyle etkili çözümler sunulur.

World Athletics ve Threat Matrix tarafından yürütülen çalışma, dört büyük uluslararası spor organizasyonundaki dijital şiddet eğilimlerini ortaya koyuyor. Tokyo 2020 Yaz Olimpiyatları’nda hedeflenen kullanıcılar arasında kadın sporcular baskın bir paya sahipken, oranlar Oregon 2022 Dünya Atletizm Şampiyonası’nda %59, Budapeşte 2023 Dünya Atletizm Şampiyonası’nda %55 ve Paris 2024 Yaz Olimpiyatları’nda %50 olarak kaydedildi. Bu bulgular, her büyük organizasyonda kadın sporcuların dijital saldırıların ana hedefi olmaya devam ettiğini gösteriyor.
İleriye dönük adımlar konusunda somut bir örnek olarak Paris 2024 Olimpiyatları’nda uygulanan yapay zekâ destekli izleme sistemi öne çıkıyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), sporculara ve görevlilere yönelik paylaşımları tarayarak potansiyel şiddet içeren içeriklere dair 152 binden fazla paylaşımı dijital platformlara bildirdi ve bu paylaşımların kaldırılmasını sağladı.
Kadın düşmanı ya da ırkçı içerikler teması, United Against Online Abuse tarafından 2025 yılında yayımlanan bir raporda da vurgulanıyor. 18 farklı uluslararası spor federasyonundan sporcu, hakem ve yönetici görüşlerini derleyen çalışma, dijital şiddetin niteliğine dikkat çekiyor. Rapora göre katılımcıların çoğu, online saldırıların yaklaşık yarısının kadın düşmanı veya ırkçı içerikler taşıdığını ifade ediyor. Türkiye’de de 18 yaş altı sporcular üzerinde sosyal medya üzerinden rahatsız edici mesajlar kız çocuklarında %19.6, erkek çocuklarda %13.1 oranında görülüyor. 18 yaş üstü sporcularda ise bu oran kadınlarda %12.5, erkeklerde %9.1 olarak kaydedildi ve bu durum Türkiye’deki kız çocukları ile kadın sporcuların dijital şiddete karşı daha kırılgan olduğunu gösteriyor.
Güvenlik bir sorumluluk olarak değerlendirilen bu süreçte KASFAD, sporcuların dijital güvenliğini sağlamak amacıyla politika ve prosedürler geliştirilmesini vurguluyor. Bu çalışmalardan elde edilen çerçeve, yalnızca olay sonrasında müdahaleyi değil, risklerin ortaya çıkmadan önce önlem almayı da kapsıyor. Şeffaf ve erişilebilir bildirim, soruşturma ve yaptırım mekanizmalarının hayata geçirilmesi hedefleniyor.
Türkiye’de hâlâ yetersiz konumunda bulunan uygulamalar, ulusal spor kurumlarının bu politikaları benimsemesini zorlaştırıyor. Uzmanlar, yerel ekosistemde uygulanabilir ve sürdürülebilir güvenlik politikalarının acilen hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. En yaygın dijital şiddet türleri: Cinsiyetçi, aşağılayıcı ve utandırıcı yorumlar; cinsel içerikli mesajlar; görsel odaklı taciz; dijital kışkırtma; dijital röntgencilik; dijital ısrarlı takip.