AFAD’ın Doğru Bilinen Yanlışlar videoları: Depremlerin Tahmini ve Yapay Teorileri Üzerine Bilimsel Çerçeve

Türkiye’nin deprem tehlikesi altında olduğu gerçeği, yerleşim alanlarının yoğun olduğu bölgelerde daha da belirginleşiyor. Uzmanlar, deprem tahminiyle ilgili yayılan iddiaların bilimsel temellerden yoksun olduğunu vurgularken, erken uyarı sistemlerinin yalnızca sarsıntı dalgalarına karşı uyarı sağladığını belirtiyor. AFAD, vatandaşları doğru bilgilerle bilgilendirmek için farkındalık çalışmaları yürütüyor.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Günü kapsamında depremle ilgili halk arasında yaygın olan yanlış kanaatleri ele alan bir video serisi paylaştı. Bu içerikler, afet riskinin tespiti ve azaltılması konularında farkındalığı artırmayı amaçlıyor.

Videolarda, “bizim bulunduğumuz yerde deprem olmaz” iddiasının kesinlikle doğru olmadığını vurgulayan AFAD Deprem Dairesi Başkanı Prof. Dr. Aykut Akgün, ülkenin %92’sinin deprem tehlikesi altında olduğuna dikkat çekiyor. Yerleşim alanlarıyla yakın konumdaki bölgelerin, deprem riskine karşı savunmasız olmadığını söylemek için yeterli olmadığını belirtiyor. Ayrıca sadece deprem tehlikesi değil, yapı stokunun dayanımı ve zemin koşulları gibi faktörlerin de deprem etkilerini etkilediğini ekliyor.

“Depremin önceden tahmin edilmesi mümkün değildir” ifadesi de videolarda netleştirildi. Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fadime Sertçelik, günümüzde ve dünyada hiçbir bilimsel yöntemle bir depremin kesin olarak önceden bilinemeyeceğini ifade ediyor. Depremlerin oluşumunu etkileyen pek çok karmaşık parametre bulunduğunu belirten Sertçelik, geçmiş verilerden risk değerlendirmesi ve olası senaryolar için çıkarımlar yapmanın mümkün olduğunu ancak kesin bilginin elde edilemediğini vurguluyor.

“Gün içinde ve gecede gelebilen doğa olaylarıdır” mesajı farklı videolarda tekrar ele alınıyor. Yüksek Jeoloji Mühendisi Niyazi Kerem Kuterdem, depremlerin günün her saatinde meydana gelebileceğini hatırlatıyor ve gece saatlerinde can kaybının artabileceğine dikkat çekiyor. Jeofizik Yüksek Mühendisi Meltem Türkoğlu ise erken uyarı sistemlerinin depremi önceden haber vermediğini, ancak sarsıntı başlamadan önce bazı güvenlik önlemlerini tetikleyebildiğini belirtiyor. Bu sistemler, enerji ve ulaşım gibi altyapı işleyişini hızlıca durdurmak amacıyla kullanılıyor.

“Hiçbir yapay güç, yer kabuğunun kırılma mekanizmasını kontrol edemez” mesajı da paylaşımda yer alıyor. Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bülent Oruç, yer kabuğunun sürekli hareket halinde olduğunu ve depremlerin doğal gerilimin sonucunda ortaya çıktığını ifade ediyor. Komplo teorilerinin bilimle bağdaşmadığını belirterek, yapay bir güçle depremlerin yönlendirilemeyeceğini sözlerine ekliyor.

AFAD’ın bu konudaki bilgilendirme videoları ve içerikleri sosyal medya hesaplarında da paylaşılmaya devam ediyor.