Telif hakları krizi, Kazım Koyuncu mirasçıları ve sosyal medya paylaşımlarını tartışıyor. Kültür mirası ve dijital haklar üzerine güncel bir analiz.

Trabzon’da yaşayan tır şoförü Salim Kalfa, 15 Haziran’da Ayasofya Mahallesi’ndeki evinin balkonundan çektiği kısa bir görüntüyü cep telefonu ile kaydetti ve sevdiği Karadenizli sanatçı Kazım Koyuncu’nun Trabzonspor için yazdığı “Uy aha” adlı şarkısının nakaratını bu videoya eşlik ettirip paylaşımına ekledi. Bu paylaşımın ardından 4 ay içerisinde sanatçının mirasçıları, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 71. maddesi kapsamında “manevi, mali ve bağlantılı haklara tecavüz” iddiasıyla Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve dilekçede 50 bin TL tazminat talep edildi.
Olay Adana’da da benzer biçimde tekrarlandı. Öğretmen Kadir Can Uslu, Portakal Çiçeği Karnavalı için hazırladığı görsellerin üzerine Kazım Koyuncu’nun “Uy Aha” şarkısının müziğini yerleştirip TikTok üzerinde paylaştı ve mirasçıları telif hakkı ihlali iddiasıyla savcılığa başvurdu. Koyuncu’nun yakınları telif nedeniyle Uslu hakkında suç duyurusunda bulundu ve polis ifadesi alınmasını sağladı.
“50 BİN LİRA TAZMİNAT İSTİYORLAR” cümlesiyle öne çıkan açıklamalarda öğretmen Uslu, birçok kişinin sevdikleri sanatçıların eserlerini paylaşacağını vurguladı ve şu düşünceyi dile getirdi: “Eğer yüklediğimiz eserler bize ceza olarak dönüyorsa hiç müzik koymayalım.” Kazım Koyuncu’ya olan bağlılığını ifade eden Uslu, Artvin’deki mezarı ziyaret ettiğini ve 50 bin liraya yakın bir para talebinin kendisini şaşırttığını söyledi. Takip eden süreçte “Sosyal medya platformlarının telif ödemesi ya da sessize alması gerekir” diye de ekledi.
“TİCARİ AMAÇ YOKSA TELİF OLMAZ, O ZAMAN ŞARKIYI HER MİRA HİMİMDAN DA TELİF ALINSIN” şeklinde konuşan avukat Nazan Akça, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 71. maddesinin cezai müeyyideleri belirlediğini hatırlattı. “Kullanımın ticari kazanç amacı taşıyıp taşımadığı kritik rol oynar.” diyerek, kişisel paylaşımların telif cezalarına yol açmayabileceğini vurguladı. Yalnızca maddi bir çıkar varsa ceza ve yaptırım söz konusu olabilir; aksi durumda 85 milyon kişiye kadar genişleyen bir cezai yükümlülük oluşabilir, değerlendirmesi yapıldı.