Tarihi değiştirecek keşif! Leopar detayı şaşırttı: 25 yıl sürebilecek bir kazı potansiyeli var

İnönü Mahallesi’ne yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki Kocaçal Tepe’nin İnboğazı mevkiinde bulunan Andık Mağarası, 1949 yılında Prof. Dr. Kılıç Kökten tarafından keşfedildi. Kazı çalışmaları, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derya Yalçıklı ve ekibi tarafından sürdürüldü; bu çalışmalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Balıkesir Kuva-yi Milliye Müzesi Müdürlüğü, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Havran Belediyesi’nin destekleriyle yürütülüyor.

Erken sabah saatlerinde kazı ekibi, İnönü Mahallesi’ndeki kazı evinden ayrılarak arazi aracıyla patikadan Kocaçal Tepe’ye ulaşıyor. Yolun sonuna geldiklerinde ekip, sularını eşeğe yükleyip mağaraya yaklaşık 500 metre mesafedeki noktaya doğru ilerlemeye başlıyor ve dar, engebeli arazide tek sıra halinde yürüyerek 59 metre derinliğe sahip olan mağaraya ulaşıyor. Burada yapılan kazılar dikkatli bir titizlikle devam ediyor ve mağarada geçmişin izleri gün yüzüne çıkarılıyor. Duvarlarında dağ zirvesi ve leopar figürü bulunan bir resim de dikkat çekiyor.

“BURADA YOĞUN BİR PREHİSTORİK YERLEŞİM VAR” şeklinde açıklama yapan Kazı Başkanı Prof. Dr. Derya Yalçıklı, 2022 yılında başlayan çalışmaların kuzey ve doğu galerilerinde yürütüldüğünü vurguladı. Prehistorik çağların hedeflendiğini belirten Yalçıklı, Neolitik ve Kalkolitik tabakaların son yıllarda daha ayrıntılı biçimde belirlendiğini ifade etti. Ayrıca Geç Tunç Çağı, Arkaik Çağ ve Bizans Dönemi’nde mağaranın ritüel amaçlarla kullanıldığına dair kanıtlar bulunduğunu, yakın zamanda ağıl olarak kullanıma dair bulguların da gün yüzüne çıktığını söyledi.

“DAHA ESKİ DÖNEMLERE ULAŞMA ÇABAMIZ SÜRÜYOR” Yalçıklı, özellikle Neolitik ve Kalkolitik dönemler üzerinde yoğunlaştıklarını belirterek kaydetti: “Karbon analizleri milattan önce 6700 tarihine işaret ediyor; bu, bölge için bilinen en erken tarihlerden biri. Yaşam alanları mağaranın çeşitli galerilerinde, tabanlarda oluşan izler ve ocak benzeri buluntularla destekleniyor.” Günlük yaşamda kullanılan seramik kaplar, taş ve kemikten yapılmış aletler gibi buluntular da çalışmaların odak noktasını oluşturuyor. Son 2-3 yılda elde edilen bulgular ise bölgedeki Kalkolitik ve Neolitik dönemler hakkında önemli ipuçları sunuyor. Yalçıklı, bu dönemlerin bölgede çok az bilindiğini ve sadece birkaç merkezden tanınabildiğini belirtti.

“Şu anda üzerinde çalıştığımız dolguda yaklaşık 20-25 yıl sürebilecek bir kazı potansiyeli bulunuyor.” Yalçıklı, ilerleyen süreçte daha eski tabakaların da keşfedilebileceğini ifade etti ve mevcut evrelerin, bilinmeyen bu bölgede önemli katkı sağlayacak yeni bilgilerle dolu olduğunu vurguladı. Ayrıca mağaranın Havran için kültürel miras açısından önemi ve turizme kazandırılması halinde kente sağlayacağı katkı üzerinde durdu.

Havran Belediye Başkanı Emin Ersoy, ilçedeki mağarada yürütülen kazı çalışmalarına ellerinden gelen desteği vereceklerini belirtti. Havran’ın tarım ve doğal güzellikleriyle öne çıktığını hatırlatan Ersoy, mağaranın turizme kazandırılmasının kente büyük katkı sağlayacağını söyledi.