Kilitli Kapılar ve Zehirleme: Böcek Ailesi Olayında Yaşanan İhmaller ve Soruşturma Süreci

Fatih’teki Harbour Suites Old City Otel’de konaklayan Böcek ailesinin trajik hastalık ve ölüm olayına dair süreç, güvenlik ihmallerinin zincirini ortaya koydu. 9 Kasım’da Almanya’dan İstanbul’a gelen aile, 12 Kasım sabahı hastaneye götürüldü ve tedavilerin ardından otele geri döndü. 13 Kasım’da yaşanan yeniden rahatsızlık sonrası ambulansla hastaneye kaldırılan çocuklar o gün kurtarılamadı; anne 14 Kasım’da, baba ise 17 Kasım’da yaşamını yitirdi. Olayla ilgili soruşturma, otel içindeki kimyasal ilaçlama nedeniyle oluşan tehlikenin nasıl büyüdüğünü yeniden gündeme getirdi.

Adliyeye sevkedilen şüphelilerden otel çalışanlarının ifadeleri ve kamera kayıtları, kâbus otelinde yaşananları net biçimde gösterdi. 13 Kasım’da ambulans çağrısına rağmen otel çıkış kapısının kilitli olduğu için ailenin dışarı çıkamadığı kayda geçti. Şüpheli M.M.U.D.C., odaların kapılarının ilaçlama nedeniyle bantlandığını ve kendisinin de bu süreçte görevli olduğunu belirtti; kilitleme ve kokunun artmasıyla ilgili ayrıntılar paylaşıldı.

İhmaller zinciri savcılığın sevk yazısında 4 kişilik ailenin ölümüne yol açan süreç şu başlıklarla özetlendi: 11 Kasım’da DSS adlı şirketin izinsiz ilaçlama yaptığı 202 numaralı oda; sertifika kaydı olmayan çalışanlar ve buna bağlı olarak güvenlik ve dikkat yükümlülüğünün ihlali; otel sahibi ile ilaçlama şirketi arasındaki sorumluluk hatları ve resepsiyon görevlisinin durumu.

Otel sahibi Hakan O. ile bazı çalışanlar için yakalama kararı çıkarılırken, diğerleri için adli kontrol ve yurt dışı yasağı gibi tedbirler uygulanmıştır. Doğan C. ise ilaçlama işlemlerini sertifikasız şekilde yürüttüğünü ifade etmiş, bazı odalarda “filit jel” gibi ilaçlar kullandığını söylemiştir. Buna ilişkin beyanlarda ve CCTV kayıtlarında, sterilizasyon ve güvenlik standartlarına uyulmamasının doğrudan sonuçları olduğu vurgulanmaktadır. Görüntülerde kapıların kilitli tutulması ve ambulansın gelmesiyle kapıları kırmaya çalışılması gibi anlar da yer alıyor.

Gıdaya ve temizliğe dair güvenlik kaygıları olayın ardından gıda güvenliği konusunda dikkatler tekrar yoğunlaştı. Hollanda’dan gelen ziyaretçilerin menü çeşitleri ve özellikle masum görünen gıdaların bile uygunsuz koşullarda saklandığında risk oluşturabileceği belirtildi. Gıda mühendisleri, yüksek riskli gıdaların uygun sıcaklık aralıklarında saklanması, çapraz bulaşmanın önlenmesi ve güvenli işletmelerden seçim yapılması gerektiğini vurguladı. Uzmanlar, aynı öğünde farklı türde gıdaların tüketiminin olası kaynağın tespitini zorlaştırabileceği konusunda da uyarıda bulundu.

İlaçlama sürecinin otel odalarına nasıl yansıdığı ve kimlik doğrulama ile denetim eksiklikleri, soruşturmanın temel konuları arasında yer aldı. İlaçlama sertifikasının olmaması ve oda bantlama gibi uygulamalar, ihmaller zincirinin belirgin parçaları olarak nitelendirildi. Özellikle 13 Kasım gecesi ambulansın gelmesiyle birlikte otelin kapılarının kilitlenmesi ve sonrasında kapının çevredekiler tarafından kırılmaya çalışılması, olayın dramatik boyutunu gözler önüne serdi.

Otel sahibi ve çalışanlar hakkında yeniden yakalama kararları çıkarılırken, bazı kişiler için adli kontrol tedbirleri uygulanmaya devam edildi. Olayın etkileri sadece bu aileyle sınırlı kalmadı; Esenyurt’ta yüksek dozlu ilaçlama sonucu bazı vatandaşların zehirlenmesi vakalarıyla kamu sağlığı açısından da endişeler artırıldı. Uzmanlar, hijyen ve güvenliğin temel bir vatandaş hakkı olduğuna dikkat çekti.