Fenerbahçe’nin Günahı ve Mourinho’nun Etkisi

Vah benim Fenerbahçem!

Fenerbahçem diyorum, bu takımı tutmaktan ya da gönül vermekten çok, nasıl birinin ellerinde adeta oyuncak haline geldiğini görmekten dolayı. Artık bu duruma alıştık, çünkü her seferinde daha da derinlere gömülüyor ve ne yazık ki, kayıplarımızın farkına varamıyoruz.

Resmen, bu kişi bizimle dalga geçer hale geldi. Elinde büyük bir sözleşme olduğu ve kovulsa bile parasını tıkır tıkır alacağı için kendisine karşı hiçbir çıkış yapamıyoruz. O, üçüncü sınıf teknik direktörlerin yapmayacağı hataları burada uyguladı ve sonrasında da, “Biz aslında bir şey kaybetmedik. Kaybetmeniz için sizin olması gerekiyor” sözleriyle kendini savundu. Fenerbahçe yönetimi ise onunla mücadele etmek yerine, kendisini kurtarma telaşına düştü ve ona tek bir kelime bile söyleyemedi, diyemedi.

‘TÜM DERBİLERDEN BOYNU BÜKÜK AYRILDI’

Siz fark etmediniz belki ama, çok şey kaybedildi sevgili Mourinho. Fenerbahçe, sahip olduğu o kadar kıymetli değerlerini kaybetti ki… Ucube kadrolar ve hatalı tercihlerle gücünü yitirdi. Aldığı sonuçlar ve performansıyla itibarını zedeledi. Tüm derbilerden boynu bükük ayrılarak, gururunu kaybetti ve psikolojik olarak çöktü. Elinde olmayan ama kaybedilen bir şey var ki, o da gelecek umudu ve genç neslin hayalleri…

Bugün yeni yetişenler arasında Galatasaraylılar çoğunlukta görünüyorsa; çocuklar Icardi sevinci yapıp, Osimhen maskesi takıyorsa, bunun sorumlusu sizsiniz. Atalarınızdan kalma Fenerbahçe sevgisini, hayallerini kaybeden gençlerinizin vicdanını sızlatan da sizin. “Bir anlamda başarılı olduğumu düşünüyorum. O da; bütün dünyanın Türkiye Ligi’nin ne kadar güçlü ve rekabetçi olduğunu görmesi açısından” diyorsunuz, ama gerçekler öyle değil.

‘BAŞKAN ALİ KOÇ SON KURŞUNUNU SİZİNLE HARCADI’

Keşke, futbolu düzgün oynatıp, fırsatları doğru değerlendirseydiniz ve ardından “şerefli ikincilik” ile gururlanabilseydiniz. Ama siz, Türkiye Ligi’nin gerçek yüzünü gösteremediniz, Mourinho’nun artık modası geçmiş, bitmiş ve çökmüş bir teknik adam olduğunu ortaya koydunuz. Buraya gelirken de birçok kişi bunu biliyordu, ama sizin koltukta oturanların gözlerini kör eden yaldızlarınız, gerçekleri gölgeledi.

Başkan Ali Koç, “Denize düşen, yılana sarılır” misali, son kurşununu sizinle harcadı. “Daha ne yapayım?” diye sormanın Portekizcesi oldu bu durum. Böyle bir ortamda, taraftarlar için “Ben de olsam gelmem” diyebiliyor Mourinho. Fenerbahçe taraftarını anlamış değil belki, tanımamış da… Onlar, sadece pazar değil, mezar kadar tutkulu ve bağlılar. Kocaelilisi, Bursalısı, Eskişehirlisi, herkes düşse bile takımlarının yanında durur. Türkiye’nin gerçek bir lige sahip olduğunu göstermekle övünüyorsunuz ya, keşke önce siz öğrenebilseydiniz ve gerçekten anlamaya çalışsaydınız.