Bitki Islahı Kongresi: Bilimsel İşbirliği ve Gıda Güvenliğine Yeni Ufuklar

Uluslararası Bitki Islahı Kongresi’nin sonuçları, Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) yönetiminin Küresel tarım ve gıda güvenliği bağlamında nasıl bir araya geldiğini gösterdi. Kongre, Bitki Islahçıları Alt Birliği (BİSAB) iş birliğiyle ve 21 ülkeden bilim insanlarının katılımıyla gerçekleştirildi; tarımın sürdürülebilirliği için yeni yaklaşımlar masaya yatırıldı.

Etkinlikte temas halinde ele alınan konu başlıkları, iklim değişikliği karşısında adaptasyon, genomik ve biyoteknoloji alanlarındaki yenilikler ile genetik kaynakların korunmasıydı. 370 araştırmacının katılımıyla gerçekleşen oturumlarda, 12 davetli konuşmacı güncel gelişmeleri aktardı ve toplam 218 bildiri sunuldu. Ayrıca, farklı ülkelerden gelen katılımcıların 78 bildirisi, kongrenin uluslararası bilimsel platform niteliğini pekiştirdi.

Yapılan vurguya göre Türkiye’deki 100’üncü yıl karşılığı olan ıslah çalışmalarında kamu, özel sektör ve akademinin geçmiş birikimini ve geleceğe yönelik ihtiyaçlarını bir araya getirmek büyük önem taşıyor. İklim değişikliğine karşı dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi zorunluluk olarak öne çıkıyor; hibrit geliştirme, biyofortifikasyon ve biyoteknolojik stratejiler verimlilik ve adaptasyon kapasitesinin artmasına katkı sağlayacak. Moleküler ıslah, genomik teknolojiler ve dijital fenotipleme gibi yeni nesil araçlar, hızlandırılmış ıslah süreçlerinin temel dinamiklerini oluşturuyor. Genetik kaynakların korunması ise uzun vadeli tarımsal güvenliğin anahtarı olarak öne çıkıyor; yerel çeşitler ile yabani akrabaların ıslah programlarına entegrasyonu kritik bir rol oynuyor.

Öne çıkan vurgu, modern biyoteknoloji ve dijital tarım altyapılarıyla uyumlu eğitim modellerinin genç araştırmacılar için nasıl şekilleneceğiydi. Bir sonraki Uluslararası Bitki Islahı Kongresi’nin 2029’da yapılması planlandığı bilgisi de paylaşıldı.

Yeni ıslah çalışmaları, ilerlemenin başlangıcı olarak değerlendiriliyor, dedi TÜRKTOB Başkanı Kayhan Yıldırım. Islah çalışmalarının uzun vadeli birikim ve özveri gerektirdiğini ifade eden Yıldırım, laboratuvardan tarlaya uzanan her adımın üretim gücünü artırdığını belirtti.