Avrasya Koreninde Geleceğin Taşıtı: Orta Koridor ve Güney Rotasında Stratejik Dönüşüm

Almatı’da düzenlenen uluslararası lojistik forumunda konuşan Bakan Uraloğlu, ulaştırma koridorlarının mevcut zorluklar karşısında nasıl şekillendiğini ve Orta Koridor ile Güney rotalarının öne çıkan avantajlarını vurguladı. Jeopolitik gerilimlerin taşıma akışlarına etkisini, enerji piyasalarını yeniden yapılandıran dinamikleri ve bu durumun altyapı yatırımlarındaki gereklilikleri nasıl gündeme taşıdığını belirtti.

Güçlenen Avrasya geçişlerinde, geleneksel Kuzey Koridoru’nun kullanımında görülen gerilemenin ardından Orta Koridor ve Güney rotalarının ön plana çıktığını ifade eden Uraloğlu, bu kaymanın altyapı yeterlilikleri ve koridor yönetimindeki eksiklikler nedeniyle tamamen beklenen verimliliğe ulaşamadığını kaydetti.

Doğu ve Batı arasında köprü kuran Avrasya coğrafyasının kilit rolüne değinen konuşmacı, bu geniş coğrafyanın tarihsel olarak İpek Yolu’nun can damarı olduğunu ve bugün küresel ticaret ile lojistiğin yeniden şekillendiği bir döneme girildiğini söyledi. Orta Koridor’un geleceğinin ülkelerimizin ortak adımlarına bağlı olduğunu vurguladı ve bu hattın Çin’den Avrupa’ya en kısa bağlantıyı sunması açısından taşıyacağı siyasi-ekonomik etkileri işaret etti.

Uluslararası Veriler ışığında Orta Koridor’un kapasitesinin artırılmasının 2030’a doğru Çin-AB ticaretinde önemli bir artış getireceği öngörüsünü paylaştı. Bunun yanında taşıma maliyetlerinde, teslimat sürelerinde ve karbon emisyonlarında da olumlu iyileşmelerin görüleceğini belirtti. Uraloğlu, Orta Koridor’un yalnızca bir ulaştırma projesi olmadığını, bölgesel istikrar için stratejik bir adım olduğunun altını çizdi ve “Orta Koridor’un geleceği, ülkelerimizin birlikte atacağı adımlara bağlıdır” sözlerini yineledi.

Türkiye’nin Asya ile Avrupa arasındaki doğal lojistik köprü konumuna dikkat çeken Uraloğlu, bu avantajı bölgesel ve küresel ticaretin çeşitlendirilmesi ile sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek amacıyla kullanmayı hedeflediklerini belirtti. Ayrıca yıllardır süregelen altyapı yatırımlarının Avrasya entegrasyonuna olan katkısına işaret ederek, Zengezur Bağlantısı ve İstanbul Kuzey Demiryolu Geçişi gibi projelerin bölgenin ekonomik dinamiklerini güçlendireceğini ifade etti. Bu yılın son çeyreğinde ihale süreci için Iyileştirme adımlarını başlatmayı planlıyoruz diye ekledi ve Marmaray’ın ötesinde kapasite artışının sinyalini verdi.

“Büyük Avrasya” vizyonu yalnızca ulaşım meselesi değildir diyen Uraloğlu, sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve yeşil lojistik başlıklarında bölgesel iş birliğinin kritik önemine dikkat çekti. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi platformlarda hayata geçirilen akışlar sayesinde sınır geçişleri ve gümrük işlemlerinin dijitalleşmesinin hız kazanacağını, standart uyumunun ise mümkün olan en kısa sürede sağlanacağını belirtti.

Son olarak, mevcut zorluklar arasında altyapı eksiklikleri, kapasite kısıtları ve uzun prosedürler bulunduğunu hatırlatan Uraloğlu, Kazakistan ile ikili ulaştırma işbirliğinin bu çerçevede kritik bir örnek oluşturduğunu ifade etti. Karayolu, demiryolu ve lojistik merkezler konusundaki ortak çalışmaların ivme kazanacağına olan inancını dile getirdi ve Avrasya’nın kalbindeki her adımın yalnızca bölgeyi değil küresel ticareti de etkileyebileceğini kaydet.