Altın fiyatlarındaki güncel gelişmeleri ve analizleri keşfedin. Piyasa trendlerini takip ederek bilinçli yatırım kararları alın.
Milliyet.com.tr/ÖZEL bölgesinde yer alan analizlere göre, İsrail ile İran arasında yaşanan ateşkes ve Orta Doğu’da azalan tansiyon sayesinde, geçtiğimiz haftalarda 4.200 TL seviyelerine kadar gerileyen gram altın fiyatları, yeni haftada tekrar yükseliş trendine giriş yaptı. Özellikle hafta içerisinde 4.300 TL sınırını aşan bu değer, kritik psikolojik eşikte yön arayışını sürdürüyor. Bu gelişmeler, yatırımcıların dikkatini çekerken, piyasalarda yeni stratejilerin şekillenmesine neden oluyor.
ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Washington’un 10-12 ülkeye yönelik yeni gümrük vergisi oranlarını belirten resmi mektuplar göndermeye başladığını duyurdu. Bu tarifelerin oranlarının %10’dan başlayıp bazı ülkelerde %60-70’e kadar çıkabileceği öngörülüyor. Trump’ın bu adımı, küresel ticarette yeni bir dönemin habercisi olarak görülüyor. Ayrıca, bu gelişmelerle birlikte altın fiyatlarının yükselişi hız kazandı. Özellikle, Fed ve TCMB’den faiz indirim beklentilerinin arttığı şu dönemde, bu gelişmelerin altında nasıl bir fiyatlama olacağı büyük bir merak konusu.
BLG Finansal Danışmanlık Kurucu Ortağı Belgin Maviş, altın fiyatlarındaki hareketleri ve 2025 yıl sonu hedeflerini şöyle değerlendirdi: “Altında, Donald Trump’ın vergilerinin etkisi önemli olacak. Tarifelerin uygulamaya başlamasıyla birlikte, bunun enflasyon üzerinde olumsuz etkileri ve faizleri yükseltme potansiyeli bulunuyor. Bu durum, Fed’in faiz artışını veya indirimi konusunda belirsizliği artırırken, tarifelerin uygulanması ve enflasyonun yükselmesi, Fed’in faiz indirimlerini ertelemesine neden olabilir. Bu süreç, altının yükselişine destek sağlayabilir.”
Uzmanlar, altının 2025 ve 2026 yıllarına kadar yüksek seviyelerini koruyacağını öngörüyorlar. Sebebi ise, enflasyonun kalıcı düşüş eğilimine girmesi ve faizlerin aşağı yönlü trende girmesiyle birlikte, merkez bankalarının piyasadaki likiditeyi azaltmak amacıyla rezervlerindeki tahvil ve altın stoklarını artırması. Bu süreç, ekonomik istikrar ve enflasyon hedeflerine ulaşılana kadar devam edebilir.
Uluslararası jeopolitik riskler ve artan savaş tehditleri, özellikle İsrail-Filistin ve İran arasındaki geçici ateşkesin ihlal edilmesi durumunda, altının güvenli liman olarak değerini koruyacağını gösteriyor. Ayrıca, Rusya-Ukrayna çatışması ve olası yeni savaş senaryoları, piyasalarda risk algısını artırırken, altını portföylerde önemli bir koruma aracı haline getiriyor. Bu nedenle, her düşüşü yeni alım fırsatı olarak görmek, yatırımcılar için kazançlı stratejiler ortaya koyuyor.
2025 yılı sonu için beklentim, gram altının 4.500 TL seviyesini test etmesi yönünde. İç piyasada yükselişin kademeli olarak devam edeceği öngörüsüyle, bu seviyelerin 4.800 TL’ye kadar ulaşabileceği tahmin ediliyor. Olağanüstü gelişmeler olursa, bu hedefler revize edilerek 5.000 TL seviyesine ulaşabilir. Ancak şu an itibarıyla böyle bir ihtimalin pek yüksek olmadığını düşünüyorum.
FED ve TCMB’nin faiz politikaları, altın fiyatlarını doğrudan etkiliyor. Fed’in faiz indirimi yapma beklentisi, Trump’ın sert açıklamaları ve piyasa koşullarına göre şekilleniyor. Temmuz sonunda yapılacak Fed toplantısında, faiz indirimi beklenmiyor. Ancak, Türkiye’deki enflasyonun yüksek seyri ve 24 Temmuz’daki TCMB toplantısında 350 baz puanlık faiz indirimine yönelik beklentiler, piyasalarda hareketlilik yaratıyor. Politika faizinin %46’dan %42.5 seviyesine çekilmesi, kredi ve piyasa likiditesini rahatlatırken, altın fiyatlarına pozitif yansıyabilir. Ayrıca, Moody’s’in Türkiye değerlendirmesi ve olası not artışları da dikkatle izleniyor. Tüm bu gelişmeler, altın piyasasında büyük bir ralliyi tetikleyebilir, ancak şu aşamada mevcut durumda, altının zaten uzun süredir yükseliş trendinde olduğunu ve ek bir ralli beklentisinin sınırlı olduğunu belirtmek gerekiyor. Öngörüm, olağandışı olaylar ve piyasalarda büyük bir korku dalgası oluşursa, bu durumda yeni bir yükseliş yaşanabilir.