30 Ağustos Zaferi: Tarihin Işığında Milletin İradesi ve Dayanışması

Tarih, yalnızca geçmişin anlatımı değildir; aynı zamanda geleceğin inşasında yol gösteren bir rehberdir. Geçmişine yön veren toplumlar, şartlar karşısında ihtişamlı bir gelecek kurma iddiasını da taşıyarak ilerlerler. Türk milleti, köklü tarihinin derin şuuru ile hareket eden ve bu şuuru milli varlığının temel taşı yapan bir ruhla yoluna devam etmektedir. Bu ışıkta şekillenen milli irade, zaferlerle övünürken aynı zamanda ağır mağlubiyetlerden de ders almıştır.

Büyük Taarruz’un 30 Ağustos 1922’deki zaferle taçlanması, yalnızca sahadaki askerî üstünlüğün sonucunda değildir; aynı zamanda strateji ustalığı, siyasi öngörü ve uzun vadeli hazırlıkların bir sonucudur. Bu süreçteki kararlılık ve sabır, işgal güçlerine karşı verilen inançlı mücadeleyle birleşerek Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına giden yolu açmıştır. Ağustos ayı, Türk milletinin zafer ve zirveyle anılan bir dönemin adıdır; 26 Ağustos 1922’de başlayan bu süreç, 30 Ağustos’ta muhteşem bir zaferle taçlanmış, ardından 9 Eylül’de İzmir’in denize dökülmesiyle ulusun kurtuluşunu pekiştirmiştir.

Zaferin arkasında yalnızca silahların gücü yoktur; strateji, sabır ve iman gibi erdemler de belirleyici olmuştur. Bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti’ni müjdelemiş ve uzun savaşlar dönemine son vermiştir. Türk milleti, birliğini ve dayanışmasını en kuvvetli biçimde göstererek hür ve bağımsız bir gelecek için kenetlenmiştir. Düşmanlıkların 103 yıl boyunca varlığını sürdürdüğü bu topraklarda, 30 Ağustos’un ruhu ayakta kalmaya devam etmektedir.

BU ÇATI ÇÖKMEYECEK, ÇÜRÜMEYECEKTİR ifadesiyle yayılan kararlılık; zalimlerin hesaplarını boşa çıkaracak güçte bir iradeyi temsil etmektedir. Dumlupınar’da kurulan çatının sağlamlığı, Ankara’nın politik dinamiklerini belirlemiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini güçlendirmiştir. Bu yapı, hiçbir şart altında çökmeyecek ve çürüyecektir. Milletimizin kararlılığı, varlığımızın güvence altına alınması için geçmişten günümüze taşıdığımız mirasın en somut göstergesidir.

30 Ağustos ruhu, artık topraklarda bir parçanın kaybını değil, bağımsızlık için verilen çoşkuyu ve dayanışmayı temsil eder. Şehitlerimizin aziz hatırası, Türkiye Cumhuriyeti’nin ebediyete dek muhafızı olarak yolumuzu aydınlatmakta ve gücümüze güç katmaktadır. Zaferlerimizden rahatsız olanlar, birliğimizden ve beraberliğimizden ürperse de, 30 Ağustos’un ışığı her daim yol göstericidir. Bu büyük milletin kahramanlık dolu geçmişi ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin desteğiyle, Türkiye’nin bağımsızlığı ve bekası için kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 103. yıldönümünde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm Milli Mücadele kahramanlarını saygı ve minnetle anıyor; vatanı için can veren Aziz Şehitlerimizin hatırasını en derin hürmet ile yad ediyoruz. Zafer Bayramı kutlu olsun.