Terörsüz Türkiye ve SDG uyumunu ele alan bu içerik, bölgesel kavramlar ve geleceğe yönelik riskleri kısa ve net bir şekilde analiz ediyor.

Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda sürdürülmesi planlanan süreçte Suriye’de merkezi yönetim ile SDG arasındaki 10 Mart mutabakatı üzerinden ilerlemenin kritik bir dönemeçte olduğu belirtiliyor. TBMM Başkanlığı, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı sonrasında örgütün feshi ve silah bırakılmasına getirilen sorularla birlikte mutabakatın hayata geçirilmesi konusunda ayrıntılı beyanların alındığını vurguluyor.
Uzmanlar, bu sürecin Suriye ve Orta Doğu’daki kaosun önüne geçilmesi açısından önemli bir başlangıç olarak görüyor; ancak mutabakatın niteliğinin hâlâ kısmi kaldığına dikkat çekiyorlar. Suriye’nin çözümüne yönelik kapsamlı bir yaklaşım için şu an uygun bir zemin bulunmadığı ifade ediliyor. Yine de bu adım, gelecekteki tüm unsurların ele alınması için bir ön koşul veya kaynak olarak değerlendiriliyor.
Geleceğe yönelik kaygılar Ülkenin önde gelen uzmanları, Öcalan’ın vurgu ve taleplerinin geçmişteki ayrıntılı açıklamalardaki gibi tek başına belirleyici olmadığını, fakat PYD, YPG gibi unsurların da kapsamlı bir dönüşüm ve fesih sürecine dahil edilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Bu kapsamlı entegrasyon sağlanmazsa, sürecin saha üzerinde beklenen etkiyi yaratmaması ve ileride sorunlarla karşılaşılması olası görülüyor.
İmralı ziyareti ve rapor planı AK Parti, MHP ve DEM Partili heyetin Islah sürecindeki temaslarının ardından komisyon toplantısında Öcalan’la yapılan görüşmenin rapora dahil edilmesi bekleniyor. Rapor için son sözü 28 Kasım’a kadar siyasi partilerden gelecek görüş ve öneriler söyleyecek. Heyet, görüşmelerin ses kaydı ve tutanaklara dönüştürüldüğünü ifade ediyor; bu noktada raporun nihai halinin alınması için çalışmalar sürüyor.