TEKNOFEST’te Yerli İHA’nın geliştirme hikayesi, sıra dışı vizyonu ve Türkiye’nin havacılık geleceğine yaptığı katkıyı keşfedin.
Birlikte geliştirilen insansız hava aracı, görüntü işleme teknolojisi, aerodinamik tasarım ve yüksek görev kabiliyetinin birleşimiyle jüri tarafından tam not aldı. Projenin arkasında yerli ve milli üretim çalışmasıyla ortaya konan özgün yazılım ve tasarım bulunuyor.
Takım kaptanı ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Muhammed Talha Yetimoğlu, projenin ortaya çıkış sürecini ve vizyonlarını şu sözlerle özetledi: “TEKNOFEST gibi yarışmalar, yerli teknolojilerin gelişimini teşvik eden kritik platformlar.” Kaf Teknoloji, 2022 yılında üniversite öğrencileri tarafından kuruldu ve hedefi Tam Bağımsız Türkiye vizyonuyla insansız hava sistemleri geliştirmek olarak açıklandı. Bu doğrultuda yazılım, elektronik ve mekanik alanlarında eğitim gören öğrencilerden oluşan bir ekip çalışıyor.
“91 PUANLA FİNALE YÜKSELDİK” Yetimoğlu, dronun %100 yerli üretim olan mekanik, yazılım ve elektronik sistemlerle tasarlandığını belirtti. TEKNOFEST gibi yarışmaların, yerli teknolojilerin gelişimini tetikleyen önemli platformlar olduğuna değinen Yetimoğlu, “2023’te ikincilik elde etmiştik; bu yıl yaklaşık 2000 takımın başvurduğu yarışmada 91 puanla finale yükseldik” diye konuştu. Selçuk Bayraktar’a dikkat çekerek, mühendislerin izinden giderek ülkenin teknolojik geleceğine katkı sunmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Takım üyeleri olan Elektrik ve Elektronik Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Alperen Ergül, sistemlerin teknik altyapısına dair şu açıklamalarda bulundu: “Yaptığımız sistemler olabildiğince yerli üretime dayanıyor. Güçlü atım kartı, uçuş kontrol kartı, elektronik hız kontrolcüsü ve fırçasız motorların performansını ölçen cihazları da yerli olarak üretiyoruz.” Donanımların tasarımını kendimiz yapıyor, ardından gömülü yazılımları yüklüyoruz. Bu yaklaşım, güvenlik ve esnekliği artırıyor.
İHA, 10 kilogram faydalı yük taşıma kapasitesi, 30 dakika uçuş süresi ve 60 kilometre haberleşme menzili ile öne çıkıyor. Ergül, aracı hem manuel hem de otonom modda güvenli şekilde yönlendirebildiklerini belirtti. Ayrıca insansız haliyle yer kontrol istasyonundan göreve müdahale imkanı kritik bir avantaj sunuyor; çünkü bazı görevler gözle görülemeyecek mesafelerde gerçekleşebiliyor.
Yazılım Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi ve takım yazılım birim sorumlusu Mustafa Kale ise mevcut altyapıyı üç ana başlık altında özetledi: Görüntü işleme, yer kontrol sistemi ve simülasyon. Kameradan alınan görüntüler bilgisayarlı görü teknikleriyle işlenerek aracın yönelimi sağlanıyor; ivme ve hız analizlere dahil edilerek kontrol ediliyor. Yerli yer kontrol sistemi uçuş verilerini gerçek zamanlı izlemeyi ve gerektiğinde doğrudan komut vermeyi mümkün kılıyor. Simülasyon ise sanal ortamda testler yapmayı sağlayarak geliştirme sürecini hızlandırıyor ve uçuş öncesinde hataların tespitine olanak tanıyor.