Biz büyüdük,
hayat hızlandı, kalplerimiz ise yoruldu.
Artık kimse mektup yazmıyor,
kimse yıldız saymıyor.
“Yaşlandık Artık, Kabul Edin…”
“Fakirdik ama mutluyduk be hayat.”
Bir zamanlar siyah önlüklerimiz vardı…
Dizleri yamalı, cepleri kalem lekeli…
Ama o önlüğün içinde yüreklerimiz tertemizdi.
Ne markamız vardı ne etiketimiz; sadece ismimizi bilen bir öğretmenimiz,
ve gözlerimizin içine sevgiyle bakan bir mahallemiz vardı.
O zamanlar sokaklarda hayat vardı be Reis!
Bir topun peşinde bütün bir mahalle koşardı,
bir ekmeği paylaşırken kimse “az mı, çok mu” demezdi.
Kış gelince sobanın üstünde patates, kestane pişerdi,
çayın (ıhlamur) buharı, annenin sesiyle karışırdı eve.
Fakirdik belki ama her şeyin bir tadı vardı;
çalışmanın, beklemenin, kavuşmanın…
Zaman geçti.
Siyah önlüklerin yerini markalı montlar aldı,
tebeşir kokusunu ekran ışığı bastırdı.
Biz büyüdük, hayat hızlandı, kalplerimiz ise yoruldu.
Artık kimse mektup yazmıyor, kimse yıldız saymıyor.
Bir “günaydın” bile bildirim sesine dönüştü.
Bazen düşünüyorum da…
Belki de biz fakir değildik, sadece kanaatkârdık.
Belki de o siyah önlükler,
bize tevazuyu, sadeliği, şükrü öğretmişti.
Şimdi çocuklarımız daha çok şeye sahip,
ama bizdeki huzuru bulamıyorlar.
Hayat…
Bizi zenginleştirdi ama yoksullaştırdı da.
Eşyamız çoğaldı, duygumuz azaldı.
Evlerimiz büyüdü, sofralar küçüldü.
Zaman hızlandı ama mutluluk yavaşladı.
Oysa bir zamanlar,
siyah önlüklerimizle okuldan dönerken
yağmurun altında ıslansak bile gülümserdik.
Çünkü bilirdik:
Annemiz bizi o ıslak önlüğümüzle kucaklayacaktı.
Şimdi dönüp bakınca anlıyorum;
Biz sadece çocuk değilmişiz,
biz bir dönemin masumiyetiydik.
Ve evet…
Siyah önlük giyenler yaşlandı artık.
Ama içimizde hâlâ o küçük çocuk,
bir defterin kenarına “gelecek güzel olacak” diye yazıyor…
Ya Rabbi,
Geçmişin sade günlerine şükür,
geleceğin umut dolu günlerine niyaz ederiz.
Bizi o siyah önlüklerin masumiyetinden,
o yılların samimiyetinden mahrum eyleme.
Kalplerimizi hırsla değil, huzurla doldur.
Ellerimizi mala değil, iyiliğe uzat.
Gözlerimizi dünyaya değil, hakikate çevir.
Bize yeniden paylaşmanın,
affetmenin, sevmeyi bilmenin güzelliğini öğret.
Çocuklarımıza zenginlikten önce vicdan,
bilgiden önce merhamet ver.
Ve ne olursa olsun Ya Rabbi,
Bizi birbirimize yabancı etme;
Dost eyle, kardeş yele…
Âmin.