NORMALİMİZ KALDI MI?
Biz
gerçekten huzur mu istiyoruz,
yoksa
gürültüde kaybolmayı mı seviyoruz?
Biz millet olarak artık hiçbir şeyi normal sevmiyor.
Ne sözü ne düşünceyi ne de sükûneti…
Sanki huzurdan değil, gürültüden besleniyoruz.
Bir kuş fotoğrafı paylaşırsın, kalpler yağar.
Bir dua yazarsın, herkes “âmin” der.
Ama memleketin gidişatı, toplumun hali, insanın yozlaşması hakkında iki kelam et;
bir anda ortalık toz duman olur.
Herkes konuşur ama kimse dinlemez.
Herkes bir şey der ama kimse anlamaz.
Sözün niyeti değil, harfi tartışılır.
Kimse ne dediğini değil, kime dediğini merak eder.
Bu milletin bir kısmı artık fikirle değil, tepkilerle yaşıyor.
Kavga olmadan anlamıyor, sessizliği olgunluk değil zayıflık sanıyor.
Oysa biz; vakur duruşu, nezih sözü, ağırbaşlı fikir adamlarını yitirdikçe kavgayı “canlılık” sandık.
Ben bazen düşünüyorum:
Biz gerçekten huzur mu istiyoruz,
yoksa gürültüde kaybolmayı mı seviyoruz?
Birbirimizi duymaktan korkar olduk.
Çünkü duymak; anlamayı, anlamak da sorumluluk almayı gerektiriyor.
Biz artık öfkeyle değil, özenle konuşmayı öğrenmeliyiz.
Zira her hakikat kavgayla anlatılmaz,
her yanlış bağırarak düzeltilmez.
Ben kimseyi kırmak istemem, ama bazen sükûnetle söylenmiş bir söz,
bağırarak atılan bin slogandan daha derin iz bırakır.
O yüzden diyorum ki:
Biraz duralım. Biraz dinleyelim.
Normalleşelim.
Fikir konuşana düşman, susana kahraman demeyelim.
Çünkü bu ülkenin kurtuluşu kavga edenlerden değil, dinleyenlerden gelecek.
Ve bazen en gür ses, en sessiz kelamdır.
Allah bizlere sözü doğru anlayan, niyeti temiz insanlarla yürümeyi nasip etsin.
Dua hayattır.