SDG ile Şam arasındaki entegrasyon sürecini güncel gelişmeler ve gelecek adımlarıyla değerlendirir; stratejiler ve etkileri kısa ve akıcı bir özet sunar.

Gerekli samimiyet ve dikkatle yürütülen görüşmeler, Şam yönetimi ile Suriye’de kuzeydeki SDG arasındaki entegrasyon sürecinin son aşamalara yaklaştığını gösteriyor. Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra’nın bildirdiği son gelişmeler, Şam’ın 13 maddelik yol haritasını SDG’ye iletmesini ve bu planda olası uygulamaların netleşmesini kapsıyor. Anlaşmanın 31 Aralık’ta uygulanabilir olması için gerekli adımlar dikkatle izlenirken, SDG’nin iki bölünmüş tümen halinde yeniden örgütlenmesiyle ilgili yaklaşım da masada duruyor. Bu süreçte tarafların sapmalara karşı dikkatli olması ve ortak hedeflere odaklanması bekleniyor.
Fidan, süreçte farklı otoriteler arasında tek bir merkezi yapıdan ziyade, tarışmalı konulara açıklık getirmek gerektiğini vurguladı. “Bir devlette çok sayıda otorite bulunabilir mi?” sorusunu gündeme getirerek, birlik ve egemenliğin korunması için gözden geçirilmesi gereken mekanizmaların altını çizdi. Ayrıca, SDG’nin sabrının tükenebileceği ihtimali karşısında, 10 Mart Anlaşması’na bağlılık ve bu anlaşmanın tam olarak uygulanması gerektiğini ifade etti. Herkesin bu noktada sapmalardan kaçınması ve süreci hızla tamamlaması gerektiğini belirtti. Şam’daki Suriyeli ortaklarımızın da bu sürecin ulusal birliğin kuvvetlenmesi açısından son derece önemli olduğuna işaret etti.
Gelecek adımların odak noktaları olarak belirlenen hususlar arasında, SDG’nin duruma göre yeniden yapılandırılması ve entegrasyon yol haritasının uygulanması yer alıyor. Ayrıca, Fidan’ın ABD’de Gazze toplantısına katılması planı da sürecin çok yönlü diplomatik boyutunu gösteriyor. Miami’de gerçekleştirilecek toplantıya, ABD, Mısır ve Katar’dan yetkililer katılacak; bu görüşmelerde bölgesel konuların da ele alınması öngörülüyor.
Öte yandan, Cuellar ile yapılan görüşme ve BM Genel Sekreteri António Guterres’in Kıbrıs Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar ile Ankara’daki görüşmesi gibi diplomatik temaslar, Türkiye’nin dış politika açısından konuyu çok yönlü ele aldığını gösteriyor. Bu bağlamda tüm paydaşların çabalarının, entegrasyon sürecinin başarısına hizmet etmesi bekleniyor.