NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Almanya Başbakanı Friedrich Merz’e övgüde bulunarak, güvenlik vizyonunu ve ortak hedefleri vurguluyor.
Bugün gerçekleşen tarihi ziyarette, NATO’nun genel sekreteri Mark Rutte, Almanya Başbakanı Friedrich Merz’i yeni görevi nedeniyle içtenlikle tebrik etti. Rutte, “Göreve başlamanızın hemen ardından sizi NATO’nun merkezi karargahında ağırlamaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyorum,” diyerek sözlerine başladı.
Rutte, Almanya’nın Avrupa kıtasında lider bir güç olarak oynadığı kritik rolü vurgulayarak, “Almanya, NATO’nun kolektif güvenlik politikalarına yaptığı katkılarla öne çıkıyor. Ukrayna’ya sağlanan askeri ve insani yardımda en büyük Avrupa ülkesi olarak, bölgesel istikrarın korunmasında önemli bir aktör konumundadır,” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Almanya’nın savunma harcamalarını artırma kararlılığına da dikkat çekti.
Genel Sekreter, Almanya’nın savunma alanındaki ilerlemelerini övgüyle karşıladı ve şunları ekledi:
“Bu kararlı adımlar, daha güçlü, adil ve caydırıcı bir NATO inşa etme yolunda atılmış önemli adımlardır. Ordularımızın, bölgesel ve küresel tehditlere karşı gerekli caydırıcılık ve savunma yeteneklerine sahip olmalarını sağlamak bizim ortak sorumluluğumuzdur. Ayrıca, yaklaşık 1,5 milyar insanı güvende tutmak adına, birlikte savunma bütçelerimizi artırma çabalarını sürdüreceğiz.”
Rutte, önümüzdeki 24-26 Haziran tarihlerinde Hollanda’nın Lahey şehrinde düzenlenecek NATO zirvesinin, bu konuları detaylıca ele alacağını belirtti. Zirvede özellikle savunma harcamalarının GSYİH’ye oranı konusunda yeni hedeflerin de kararlaştırılacağını ifade etti.
Bir gazetecinin, bu yeni hedefin yüzde kaç olacağıyla ilgili sorusuna yanıt veren Rutte, “Etrafta dolaşan çeşitli söylentiler olduğunu biliyorum. NATO içinde şu anda bu konuda yoğun bir tartışma yaşanıyor,” diyerek sözlerine başladı. Ayrıca, “Ben her zaman söylüyorum; savunma harcamalarında yüzde 2 sınırında kalmak, kendimizi yeterince koruyamayabilir. Bu nedenle, gerçek anlamda artırımlar yapmak kaçınılmazdır,” şeklinde açıklamada bulundu.
Rutte, sadece harcamaların artırılmasıyla yetinilmeyeceğine dikkat çekerek, “Aynı zamanda, Atlantik’in her iki yakasında, özellikle ABD ve Kanada gibi ülkeleri de kapsayan geniş bir savunma sanayi ve üretim altyapısı kurmamız gerekmekte,” dedi. Bu bağlamda, NATO’nun sürdürülebilir savunma kapasitesini güçlendirmeye yönelik kapsamlı bir stratejinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Bir başka önemli noktada, Rutte, Rusya’nın askeri ve ekonomik gücüne dikkat çekerek, “Ruslar, ekonomik açıdan Rusya’dan 25 kat büyük olan NATO’nun toplam yıllık mühimmat üretimini, sadece üç ayda tamamlıyorlar. Biz ise, aynı mühimmatı bir yılda üretiyoruz. Bu sürdürülebilirlik açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor,” şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin, ABD’nin Ukrayna’nın NATO üyeliğine dair tutumunu sorgulaması üzerine, Rutte şu açıklamayı yaptı:
“NATO’nun tamamı, Ukrayna’nın üyelik yolunun geri dönüşü olmadığını kabul ediyor. Ancak, uzun vadeli barış ve güvenlik garantileri kapsamında, Ukrayna’nın NATO’ya doğru ilerlemesine kapı aralanabilir. Bu noktada, şu anki barış görüşmeleri ve müzakereler, bu perspektifi doğrudan etkilemiyor.”
Bu açıklamalarla, NATO’nun uzun vadeli stratejik planlamalarında, Ukrayna’nın üyeliği konusunda net bir duruş sergilendiği görülüyor. Ayrıca, bu perspektifin, güncel çatışma ortamı ve bölgesel barış müzakereleriyle doğrudan bağlantılı olduğu belirtildi.