MEB’in ilk okula başlama yaşıyla ilgili yeni düzenleme: Yaş farkı azaltılarak akademik ve davranışsal etkilerin iyileştirilmesi tartışılıyor.

İlkokula başlama yaşıyla ilgili yeni bir gündem, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından değerlendiriliyor. Mevcut durumda sınıf içindeki yaş farkı zaman zaman 14 aya kadar çıkabildiği için öğretmenler ve aileler, çocukların uyum sürecinde zorluklar yaşayabildiğini açıklıyorlar. Yeni düzenleme ile sınıf içindeki yaş farkını minimuma indirmek ve öğrencilerin birbirine uyum sağlamasını kolaylaştırmak amaçlanıyor.
Eylül sonu itibarıyla 69 ayını doldurmuş çocuklar ilkokula başvurabiliyor; veliler ise dilekçe ile bu yaşı 66 aya çekme veya 69-71 aylık çocukların kaydını bir yıl erteleme imkanına sahipler. Uzman görüşleri, bu adımın davranışsal etiketi ve akademik başarı üzerinde olumlu etkiler yaratabileceği yönünde birleşiyor.
Prof. Dr. Seval Erden Çınar (Marmara Üniversitesi): “Sınıfın en küçük öğrencileri daha sık olumsuz davranış damgalarına maruz kalabiliyor; yaş farkının azaltılması, zorbalık riskini düşürücü bir koruyucu faktör olarak değerlendiriliyor.”
Uzman Psikolog Sena Sivri: “Küçük yaşta uyumsuzluk ve başarısızlık hissi daha erken hissedilirken, yaş farkının küçülmesi güç dengesizliğini azaltır ve ‘zayıf halka’ oluşumunu engelleyebilir. 72 ayı temel almak ve 69-75 ay aralığına esneklik tanımak, uygun bir çerçeve sunar.”
Dünya eğitimi bağlamında ise ilkokula başlama yaşının ortalama olarak 6 civarında olduğu belirtiliyor. Uzun vadeli bakışta 69-75 ay aralığının gelişimsel olarak makul bir paydaşlık oluşturduğu ifade ediliyor. Finlandiya, İsveç, Danimarka, Estonya ve Hırvatistan’da başlama yaşı 7 iken; Almanya, ABD, Fransa, Belçika, Norveç, İtalya, Portekiz ve Kanada’da 6 olarak uygulanıyor.