Erdoğan: ŞİS sonrası uluslararası diyalog ve bölgesel iş birliği gözden geçiriliyor; önemli çıkarımlar ve yeni iş birliği çağrıları içerir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin’in ev sahipliğindeki Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin ardından gazetecilerle yaptığı görüşmede, zirvede ele alınan ikili ve çok taraflı ilişkiler ile bölgesel ve küresel gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Zirvenin Türkiye’nin Asya ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirme ve ekonomik iş birliğini derinleştirme açısından kayda değer bir dönemeç olduğunu vurguladı.
Konuşmada öne çıkan başlıklar arasında, Şanghay Ruhu’nun ilkeleriyle uyumlu olarak eşitlik, istişare, karşılıklı güven ve fayda, farklılıklara saygı ve ortak kalkınma kavramlarının, 2019’daki Yeniden Asya Girişimi ile örtüştüğü belirtildi. Bölgede ihtilafların barışçıl yollarla çözülmesi için Türkiye’nin gösterdiği çaba ve diyalog kanallarını güçlendirme çabaları güçlü bir şekilde vurgulandı.
Çin-Türkiye ilişkilerinde dengeli ve sürdürülebilir bir yol izlenmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Erdoğan, ikili ilişkilerin yanı sıra Gazze’deki insani kriz ve uluslararası diplomasideki sorumluluklara değindi. Çinli liderlerle yapılan görüşmelerde ikili ticaretin dengeli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması hedefi tekrarlandı. Ayrıca enerji, dijital teknolojiler ve sağlık alanlarında iş birliği potansiyellerinin değerlendirildiği ifade edildi.
Putin ile yapılan görüşmede Ukrayna-Rusya savaşının adil bir barışla sonlandırılması için yürütülen müzakereler, enerji iş birliği ve Karadeniz’deki denge konuları öncelikli başlıklar olarak öne çıktı. Erdoğan, İstanbul’daki doğrudan müzakerelerin çözüm odaklı bir zemine dönüştüğünü ve bu zeminin güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Tahıl koridoru ve esir takası gibi konular da tartışmaların kilit öğeleri arasında yer aldı.
ABD ve BM konuları Başkentin, Amerika’nın Filistin siyaseti ve BM Genel Kurulu süreci konusunda yaşanan gelişmeleri yakından izlediği; Filistin’e yönelik insani yardım ve uluslararası ortaklıklar konularında daha kapsayıcı bir yaklaşımın gerekliliği üzerinde duruldu. Erdoğan, Gazze’deki insani dramın dünya kamuoyunun ortak meselesi olduğuna işaret ederek, Batıdan beklenen insani ve adil yaklaşımı vurguladı.
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları, Suriye krizi ve Zengezur Koridoru gibi konular da zirve temasları arasında yer aldı. Türkiye’nin bölgesel barış ve istikrar için tüm taraflarla diyalog ve diplomasi yolunu sürdüreceğini kaydeden Erdoğan, Suriye’de kaos çıkarmaya çalışan unsurlara karşı kararlı duruşunu yinelerken, Kürt, Arap, Türkmen ve diğer topluluklar arasındaki kardeşliğin korunmasını vurguladı.
Ekonomi ve iç politika bölümünde ise Türkiye’nin ekonomik göstergelerinde olumlu gelişmeler dikkat çekti. Büyümenin güçlenmesi, işsizlik ve enflasyon trendindeki düşüşler ile rezervlerin olumlu seyrettiği belirtilerek, bu sayede milli gelirde yüksek sınıf atlama hedefine doğru ilerlemenin sürdüğü ifade edildi. İç politikadaki söylemler ise muhalefetin performansına yönelik eleştiriler ve ülkenin bağımsız savunma kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik kararlılık içeriyordu.
Son olarak, Erdoğan, terörle mücadeleye ayrılan kaynağın kalkınmaya ve yatırımlara yönlendirilmesi gerektiğini belirterek, ülkenin güvenlik ve kalkınma dengesi gözetilerek yoluna devam edeceğini vurguladı.