Depremleri önceden tahmin eden süper bilgisayarlar hakkında merak uyandıran analizler ve güvenliğe yönelik yeni çözümlerle geleceğe hazır olun.
Berkeley ve Oak Ridge ulusal laboratuvarlarındaki yeni proje, süper bilgisayarlar sayesinde deprem yıkımını henüz başlamadan öngörme kapasitesini geliştiriyor. Şimdiye kadarki en gelişmiş deprem simülasyonlarını hayata geçirerek, sismik dalgaların yerkabuğunda nasıl hareket ettiğini ve bu hareketlerin binalar ile kritik altyapıya nasıl yansıdığını inceleyen araştırmacılar, şehirlerin olası büyük depremlere karşı daha hazırlıklı olmasını amaçlıyor.
Projenin lideri David McCallen, deprem süreçlerini “başlangıçtan sonuna kadar” modellemek istediklerini belirtiyor. McCallen, deprem dalgalarının toprak, dağ ve vadiler içerisinde nasıl şekillendiğini ve bu hareketlerin enerji altyapısı ile yapılaşmaya nasıl etki ettiğini anlamanın, gelecekteki afetlere karşı toplumu güçlendireceğini vurguluyor.
Çalışmada özellikle deprem kuşağındaki ülkeler için kritik olan bir aracı temel alınıyor: EQSIM (Deprem Simülasyonu Kodlayıcı). Bu özel yazılım, farklı jeolojik koşullarda nasıl davranacağını gösteriyor ve örneğin küçük bir depremin, belirli zemin yapılarına bağlı olarak daha büyük depremlerden daha yıkıcı olabileceğini ortaya koyuyor. Araştırmalar, depremin şiddetini belirleyen üç ana etmenin fay tipi, toprak yapısı ve yüzey topografyası olduğunu ortaya koyuyor.
EQSIM şu anda Amerika’daki San Francisco Körfez Bölgesi, Los Angeles Havzası ve doğu Orta Batı’daki New Madrid bölgesi olmak üzere üç ana fay hattında uygulanıyor.
McCallen, artık bir sonraki büyük depremin beklenmesine gerek olmadığını ifade ediyor: “Eğer bir bölgede 7.5 büyüklüğünde bir deprem yaşanırsa ne olacağını bütün ayrıntılarıyla gösterebiliyoruz.” Bu iddia, sistemi hızlı ve güvenilir kılan teknolojik altyapıya dikkat çekiyor.
Bu simülasyonların arkasında dünyanın en hızlı bilgisayarlarından biri olan Frontier bulunuyor. Tennessee’deki Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nda yer alan Frontier, saniyede yaklaşık 2 exaflop işlem gücüyle çalışıyor ve eski sistemlerden yaklaşık 1000 kat daha hızlı performans sunuyor. AMD GPU’larıyla desteklenen bu cihaz, yüzlerce kilometrelik alanı kapsayan modelleri 500 milyar veri noktasında işleyebiliyor. Her bir simülasyon yalnızca 90 saniyelik fiziksel zamanı kapsarken yaklaşık 3 petabayt veri üretiyor; bu da yaklaşık 750 bin uzun metrajlı filme ya da 1,5 trilyon sayfalık metne karşılık geliyor.