CHP kurultayının gölgesinde ertelenen stratejiler ve iç hukuk belirsizlikleri: siyasi gelişmelerin nabzını tutan analiz
CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptali için açılan davada mahkeme duruşmayı 24 Ekim’e erteledi. Ayrıca 21 Eylül’de yapılması planlanan olağanüstü kurultay için oy kullanacak delege listesini de talep etti. Bu gelişme, parti içindeki gerilimi azaltma yönünde bir nefes aldırırken, kurultay gündeminin önünü tamamen açmıyor.
Genel Merkez, erteleme kararıyla kısmi bir rahatlama yaşadığını ifade ediyor; ancak her ihtimale karşı temkinli duruşunu koruyor. 11-12 Kasım’da planlanan olağan kurultayın akıbeti değişmediğinden, sürecin kısa vadeli bir etkisi olacağı düşünülüyor. Duruşmanın ertelenmesi, olası bir karar için dar bir zaman dilimi yaratsa da, büyük bir sarsıntı yaşatmayacağına işaret ediyor. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 24 Ekim’de çıkabilecek bir butlan ya da kayyum kararına uymayacağına ilişkin inancı, parti içindeki dayanışma mesajlarıyla destekleniyor. Ancak, dünkü mitingte gösterilen halk desteğinin bu görüşleri güçlendirdiği düşünülüyor; bazı yönetici yakınları, bu desteğin karşısına kimsenin çıkamayacağını savunuyor.
21 Eylül’deki Olağanüstü Kurultay kararı hakkında ise farklı görüşler sürüyor. Kanıtlar ve kulis bilgilerinin gösterdiği üzere bazı isimler bu kurultayın gereksiz hale geldiğini düşünüyor. Bu süreç, mahkemenin bu günlerde yapacağı herhangi bir tedbir kararına bağlı olarak şekil kazanacakken, ertelemenin bu ihtiyacı ortadan kaldırdığı belirtiliyor. Ayrıca 21 Eylül’deki kurultay için talep edilen delege listesi, hukuki geçerlilik konusunda parti içinde görüş ayrılıklarını aşıyor.
Kılıçdaroğlu cephesi şu anda sessizliğini koruyor; Canova’ya göre kamuoyuna sızdırılan bazı görüşmelerin “algı operasyonu” olarak kullanılmasından rahatsız olan bu cephe, mahkemeden butlan kararı çıkmasını bekleyecek olsa da, erteleme kararının ardından da uzun vadeli tedbirler alınabileceği görüşünde. Genel merkez ile Kılıçdaroğlu arasındaki diyalog eksikliği eleştirilirken, parti içindeki birlik ve bütünlüğün sağlanması adına tarafların bir araya gelmesi gerektiği savunuluyor. Ancak Canova, şu aşamada merkez yönetiminin Kılıçdaroğlu ile görüşme niyetinde olmadığını belirtiyor.