Can Holding Soruşturması: Örgütlü Suçlar, Vergi Kaçakçılığı ve Paravan Şirketler Üzerine Yeni Bulgular

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Can Holding ile ilişkili kişiler hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgütü yönetme ve örgüt üzerinden elde edilen gelirlerin aklanması gibi iddialar sürmektedir. Soruşturmanın ikinci dalgasında gözaltına alınan 11 şüphelinin savcılık ifadeleri tamamlandı ve sulh ceza hakimliğine sevk süreçleri başlatıldı. Hakimliğin kararında, 11 kişi için tutuklama; 3 kişi için ise adli kontrol tedbirleri uygulanması yönünde karar verildi.

SAVCILIĞIN SEVK YAZISINA ULAŞILDI Can Holding’e yönelik soruşturmada, holding bünyesindeki şirketler üzerinden aklama amacıyla yapılan para hareketleri ve sahte faturalarla vergi yükümlülüklerinin azaltılması gibi iddialar dikkat çekmektedir. MASAK ve mali denetim raporlarıyla desteklenen bu bulgular, suç örgütünün sahte faturalarla farklı şirketler arasında para trafiğini organize ettiği ve kaynak belirtilemeyen gelirleri mali sisteme entegre etmeye çalıştığını ortaya koymaktadır.

YAZILARDA BELİRTİLEN ŞİRKETLER AĞI VE AKTİFLER Yazıda, Kemal Çimen ve Devran Çimen gibi isimlerin örgüt hiyerarşisi içinde rol aldığı, sahte faturalarla “Bayi Kazanım Katkı Payı” ve “Kurumsal Kimlik Bedeli” gibi kalemlerle aklama faaliyetlerinin yürütüldüğü ifade edilmektedir. Ayrıca Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na devredildiği ve burada 10 şirkete daha kayyum atandığı vurgulanmaktadır.

PARAVAN ŞİRKETLERİN VERGİ KAÇAKÇILIĞINDAKİ ROLÜ MASAK raporları doğrultusunda Can Holding bünyesinde yer alan firmaların birden çok değişen şirket yapılarıyla sürekli olarak sahte faturalar düzenleyerek ÖTV muafiyetlerinden faydalanmaya çalıştığı, akaryakıt sektöründe ise kayıtsız-faturasız satışlar ve yüksek tutarlı faturalar üzerinden vergi ziyaını hedeflediği ortaya konmuştur. Bu durum, söz konusu şirketlerin genel olarak vergi kaçakçılığı çerçevesinde incelenmesine yol açmıştır.

KENAN TEKDAĞ VE MEDYA SEKTÖRÜNDEKİ İLİŞKİLER Raporlarda Mehmet Kenan Tekdağ’ın örgüt medya kanadından sorumlu olduğu, Can ailesiyle yakın ilişkileri bulunduğu kaydedilmektedir. Park Holding içindeki yöneticilik ve hukuki danışmanlık rolleriyle medya kuruluşlarının Can Yayın Holding’e devri sürecinde önemli bir rol üstlendiği ifade edilmektedir. Bu süreçte Tekdağ’ın medya sektöründe güç kazanması ve Can Holding’in kamuoyu önündeki varlığını güçlendirmeyi hedeflediği belirtilmiştir.

‘SÜREKLİ DEĞİŞEN ŞİRKETLERİN BİRBİRİNE SAHTE FATURA KESMESİYLE VERGİ KAÇAKÇILIĞI YAPILDI’ ifadesiyle özetlenen bulgularda, paravan şirketler aracılığıyla aklama ve vergi kaçakçılığı operasyonlarının sistematik olarak yürütüldüğü, çok sayıda şirket ve kişi üzerinden tekrarlanan işlemlerle suç gelirlerinin yasal sisteme dahil edilmeye çalışıldığı vurgulanmaktadır. Şüphelilerin örgüt içinde rol paylaşımı yaparak hareket ettiği, delillerin kaçma şüphesi doğurduğu ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalabileceği belirtilmektedir.

SORUŞTURMA DOSYASININ DURUMU VE GÖZETİMLER Soruşturma kapsamında 121 şirkete yönelik mal varlığına el koyma işlemleri gerçekleştirilmiş ve TMSF kayyumları atanmıştır. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden bazıları tutuklanırken, bazılarına adli kontrol tedbiri uygulanmıştır. Buna ek olarak, Can Holding ile Ciner Grubu arasındaki mali ve ticari bağlar dikkate alınarak, 18 şirkete daha kayyum atandığı açıklanmıştır. Soruşturmanın ilerleyen aşamalarında, medya grupları satın alma süreciyle ilgili yeni gelişmelerin de kamuoyuna yansıması beklenmektedir.