Zengezur Koridoru’nun enerji ve güvenlik oyunundaki yeni strateji hatlarıyla bölgesel etkileri ve dinamik gelişmeleri keşfedin.
Orta Asya, Hazar Bölgesi, Azerbaycan ve Ermenistan’ı Türkiye’ye bağlayan koridor, aynı zamanda Orta Koridor’un kritik parçası olarak öne çıkıyor. Ağustosta Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demir Yolu Hattının temelinin atılması, bu hattın uygulanabilirliğini ve bölgesel önemin artışını göstergesi olarak kayıtlara geçiyor. Uzmanlar için Zengezur, yalnızca ticaret değil enerji güvenliği açısından da büyük potansiyel taşıyor ve Avrupa ile enerji bağlarının çeşitlendirilmesi için kilit bir geçiş noktası olarak değerlendiriliyor.
Güvenlik açısından jeopolitik ve jeostratejik avantaj ODTA Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Tanrısever, Zengezur Koridoru’nun Hazar enerji kaynaklarını Türkiye ve Avrupa pazarlarına ulaştırmada en kısa yolu sunacağı için kritik önemde olduğunu belirtti. Koridorun avantajları, daha az ülke geçişi ve Rusya’nın son yıllarda artan saldırgan tavrından uzak kalması nedeniyle de dikkat çekiyor. Tanrısever’e göre enerji iletim potansiyeli, ancak güvenlik konularının sağlıklı biçimde çözümlenmesiyle hayata geçirilebilir; bu süreç zaman alabilir.
Tanrısever, Ermenistan iç politikasındaki gelişmeler ve Rusya’nın bu iki ülkeye yönelik politikalarının netleşmesinin ardından enerjide yatırımların mümkün olabileceğini ifade etti. Zengezur Koridoru üzerinden Hazar bölgesinden daha çok petrol, gaz ve elektrik Türkiye’ye ulaştırılırsa, Türkiye’nin Avrupa pazarları için bölgesel enerji merkezi olma hedefi güçlenecek ve gelen enerji kaynağının çeşitliliği bu hedefi destekleyecektir.
AB için potansiyel alternatif Tanrısever, AB ve ABD’nin Zengezur Koridoru’nu Rusya’dan bağımsız bir enerji koridoru olarak desteklediğini belirtti. Koridorun Rusya’nın bölgesel etkisini zayıflatıp Avrupa enerji güvenliğine katkı sağlayabileceğini vurguladı. Projenin hayata geçirilmesi halinde kısa vadeden çok orta ve uzun vadede somut adımların atılabileceğini söyleyen akademisyen, siyasi ve diplomatik görüş birliğinin oluşmasıyla altyapının 3–5 yıl içinde hayata geçirilebileceğini belirtti.
Enerji koridorlarının tamamlayıcı halkası Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Aydın, TANAP, TürkAkım, BTC ve İran doğal gaz boru hatlarının Türkiye üzerinden geçtiğini hatırlatarak Zengezur’un enerji koridorlarının tamamlayıcı bir halkası olma potansiyeli üzerinde durdu. Aydın’a göre koridor, şu anda enerji hattı olarak sayılmasa da ileride TANAP’a paralel gaz ve petrol boru hatları, Azerbaycan–Türkiye arasında elektrik enterkonneksiyonu veya dijital iletişim hatları için kullanılabilecek stratejik bir altyapı haline gelebilir. Bu durumda Hazar geçişli Türkmen gazının da bu rota üzerinden iletilmesi mümkündür. Enerji güvenliği açısından alternatif güzergahların önemli olduğu durumda Zengezur, Türkiye ve bölge ülkeleri için kayda değer bir kazanım sunuyor.
Orta vadede yeni enerji bağlantıları mümkün ABD için Zengezur Koridoru yalnızca enerji açısından değil, Rusya ve İran’ın bölgesel etkisini sınırlamak adına da kritik bir hat olarak görülüyor. Washington’un Moskova’nın enerji baskısını kıracak ve Tahran’ın lojistik üstünlüğünü azaltacak bir alternatif olarak değerlendirdiğini belirtti. AB için Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında temel hedef, enerji bağımlılığını azaltmak ve hatta mümkünse bitirmek; kısa vadede arz güvenliği ön planda tutuluyor. 2050 karbon nötr hedefiyle fosil yakıtları aşamalı terk etme planı olsa da, kısa vadede yeni güzergahlar enerji güvenliği için kritik görülüyor. Bölgedeki gelişmeler ve yeniden normalleşme süreci, Zengezur’un kalıcı olarak işlemesi halinde AB’nin bu hattı desteklemesini güçlü bir ihtimal hâline getiriyor.
ABD, AB ve Çin’in hesapları farklı Aydın, ABD’nin bu koridoru Rusya ve İran’ın bölgesel etkisini sınırlayacak stratejik bir hat olarak gördüğünü, AB’nin ise özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası bu güzergaha büyük önem verdiğini ifade etti. Çin’in ise Zengezur’u “koridor savaşlarının yeni cephesi” olarak gördüğünü, Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde Güney Kafkasya ve Orta Asya’daki lojistik ağlara yatırım yaptığını kaydetti.