Yetim ve evsizlik içinde umut arayan bir ailenin trajedisi, Avcı ailesinin dramatik yolculuğunu çarpıcı bir dille anlatıyor.
Aydoğan ve Nazmiye Avcı çifti, yıllardır süren geçim sıkıntıları ve evsizlik yüzünden çocuklarıyla birlikte sığınacak güvenli bir yer arayışını sürdürüyor. İzmir Gaziemir’de yaşayan aile, iki küçük kızlarıyla birlikte evin sahibine ait bazı eşyaların kaybolması gerekçesiyle evlerinden çıkarıldı. Ardından çocuklarının karşısında belirsiz bir gelecek belirdi; ormanın içindeki bir alanda yaşam mücadelesi vermeye başladılar. Sokakta, yalnızca çok temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışarak günleri geçiriyorlar.
Kendi ifadeleriyle söylemek gerekirse, günlük işlerde çalışan Aydoğan, hırsızlık veya çatışma olarak değerlendirilen bir durum yüzünden evden çıkarıldıklarını belirtiyor. Üstelik bu süreçte yoksulluğun ve belirsizliğin getirdiği ağır yük, geceyi güvenli bir şekilde geçirmeyi bile imkânsızlaştırmış durumda. Çocuklarının güvenliğini sağlamak için sabaha kadar uyumayan, onları korumaya veren bir baba olarak dayanışmayı en üst düzeyde hissettiriyor.
Aydoğan için tek dilek, çocuklarının güvenli ve istikrarlı bir yaşam kurabileceği bir ev temin etmek. Kendisi için herhangi bir istek taşımadığını, sadece çocuklarına sıcak bir yuva sunma arzusuyla hareket ettiğini dile getiriyor. Bu yönde bir adres ve okul kaydı gibi ihtiyaçlar, şu anki imkânsızlıklar nedeniyle Hayırseverlerden ve devlet kurumlarından gelecek yardımlara bağımlı. Avcı ailesinin öyküsü, evin kiralanması için gereken maddi desteğin nasıl kritik hale geldiğini bir kez daha gösteriyor.
Küçük kızların saçlarının nedeniyle kısa kesilmesi olayı da ailesi için bir travma olarak kaldı. Anneanne ve kayınpederin de dahil olduğu yaşanan ayrılıklar, Aileyi daha da savunmasız bıraktı; Manisa Salihli’de kısa bir süreliğine sigortalı çalıştıkları dönemin ardından karşılaştıkları kırıcı teslimiyetler, onları sokaklara düşüren sebepler arasında yer alıyor. Bir başka kişi ise yardım etmek amacıyla konaklama vaatlerinde bulunuyor; ancak olaylar bu yardımın da güvenilir olmadığını gösteriyor.
Nazmiye ile eşi, şu an tek isteklerinin ev olduğunu yineliyor: “Bir ev olsa, çocuklarımı güvenli bir ortamda büyütebilirim.” Ev bulunsa bile kira masraflarını karşılayabilecek bir gelire ihtiyaç duyduklarını belirtiyorlar. Donma ve açlıkla mücadele ederken, duş alamadığı, ısınamadığı günlerin sayısı giderek artıyor; suların kesildiği, yiyecek bulmanın çaresizleştiği ve psikolojinin derinleştiği bu süreçte yardım eli uzatılmasını umuyorlar. İklim ve sağlık sorunlarıyla boğuşan aile için tek gündem, çocukların güvenli bir odası ve uyumlu bir yaşamın temin edilebilmesi. Bu çağrı, yetkililerden, yardım kuruluşlarından ve hayırseverlerden gelen dayanışma talebini yineliyor.