Yeşilin kalbe dokunan izleri: Green Heart Louisville projesi ve sağlık üzerindeki etkileriyle doğal yaşamın iyileştirici gücünü keşfedin.
Çevremizi saran ağaçlar, şehir yaşamında sağlığımızı koruyan en güvenilir ortaklarımız arasında yer alır. Fotosentez sayesinde karbon dioksiti emerken temizlenen hava, nefesimizle birleşerek beden ve zihin üzerinde olumlu etkiler bırakır. Özellikle büyük şehirlerde yoğun ağaç örtüsünün, astım ve solunum yolu hastalıklarının görülme sıklığını düşürdüğüne dair bilimsel veriler giderek güçlenmiştir.
2017 yılında ABD’nin Kentucky eyaletinde başlatılan Green Heart Louisville Projesi, doğa ile insan sağlığı arasındaki bağlantıyı bilimsel olarak inceleyen ilk büyük ölçekli çalışmalardan biri olarak kayda geçti. Proje, doğanın şehir yaşamına entegrasyonuyla insanların sağlık durumlarının nasıl değiştiğini ölçmeyi amaçladı ve sonuçlar, doğanın kent yaşamının merkezinde insan sağlığını güçlendirebileceğini gösterdi.
Proje ekibi, Louisville Üniversitesi Christina Lee Brown Çevre Enstitüsü’nün öncülüğünde mahalle ölçeğinde yeşillendirme müdahalesinin etkisini incelemeye koyuldu. Baş araştırmacı Dr. Aruni Bhatnagar önderliğinde farklı üniversiteler ve kuruluşlar bir araya gelerek çalışmayı şekillendirdi. Bu ekip, doğa ile insan sağlığı arasındaki bağın karmaşık yönlerini ortaya koymak için çeşitli paydaşları sürece dahil etti.
Hedeflenen Güney Louisville mahallelerinde, 745 sakin için sağlık verileri, ağaç örtüsünün ayrıntılı ölçümleri ve hava kirliliği düzeyleri titizlikle takip edildi. Ardından yeşilliğin mahallelere yayılması için binlerce ağaç ve çalı dikilerek, zaman içinde sağlık durumlarındaki değişimler gözlemlendi.
SONUÇlar, dikkat çekiciydi: Proje, kardiyovasküler sağlık göstergelerinde ve bazı iltihap belirteçlerinde olumlu iyileşmeler yaşandığını işaret etti. The Nature Conservancy ve Louisville Grows’un da erken aşamada dahil olduğu çalışma, özel mülklerdeki ağaç dikimini de kapsayarak yaklaşık 8 binden fazla ağaç ve çalıyı doğaya kazandırdı ve bu yeşil duvarlar, hava kirliliğini filtrelemek üzere şehir dokusuna entegre edildi.
2024 itibarıyla sonuçlar, mahallelerde yaşayan insanların sağlık göstergelerinin iyileştiğini ve özellikle kan iltihabı belirteçlerinde düşüşler kaydedildiğini gösterdi. Louisville Çevre Enstitüsü’nün incelemeleri, ağaçlandırılmış bölgelerin kalp-damar sağlığı, diyabet ve bazı kanserlerle ilişkili riskleri azaltabileceğini işaret etti. Bu bağlamda, projenin, gezegen ile insan sağlığı arasındaki güçlü bağı somut olarak kanıtlayan bir örnek olarak öne çıktığı ifade edildi.
Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Recep Akdur’un değerlendirmeleriyle, ağaçların salgıladığı fitonsitler ve terpenlerin, bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve iltihap tepkisinin düşmesi üzerinde olası etkileri tartışıldı. Ayrıca, daha çok ağaç bulunan mahallelerde insanların psikolojik iyi oluşlarının daha yüksek olabileceği ve stres seviyelerinin hafifleyebileceği belirtildi. Ancak bu mekanizmaların kesinleşmesi için daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.
Kentsel Yeşil Alanların Yaygınlaştırılması Öncelikle Hangi Şehirlerde Başlatılmalı? Prof. Dr. Akdur, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerilerini temel alarak, kentlerin kişi başına düşen yeşil alan miktarını artırmanın suç oranlarını da olumlu yönde etkileyebileceğini ifade etti. Türkiye için ise, mevcut yeşil alan açığı olan şehirlerin öncelikli olarak ele alınması gerektiğini belirtti. Özellikle 9 metrekarelik asgari bir standart ve 50 metrekarelik ideal hedef üzerinden değerlendirme yapıldığında, Aydın, Edirne, Erzurum, İstanbul’un bazı ilçeleri ve Ankara gibi şehirler öne çıkıyor. Bu şehirlerde yeşil alan projelerinin artırılması, toplumun genel sağlığı ve güvenliği açısından kritik bir adım olarak görülüyor.
Yeşil alanlarda geçirilen sürenin önemine değinen Prof. Dr. Akdur, haftada en az 120 dakikanın sağlık için faydalı olduğunu belirtiyor. Bu süre; tek seferde ya da birkaç güne bölünerek tamamlanabilir ve insanların boş zamanlarını yeşil alanlarda geçirmesi sağlık açısından önemli bir alışkanlık olarak vurgulanıyor.