Yapay Zekâ ve Sağlık: Hekim Deneyimiyle uyumlu kullanım rehberi. Hasta güvenliği ve verimlilik odaklı, pratik ipuçlarıyla dolu bir rehber.

Birçok kişide hastalıkla mücadelede yapay zekâya başvurma düşüncesi artarken, uzmanlar bu teknolojinin doktorun yerini almayacağını vurguluyor. Doğru kullanıldığında yapay zekâ, hekimlerin işini kolaylaştırabilir; ancak hastaya tanı koyarken insan faktörünün, dokunmanın ve mesleki tecrübenin yerini alamaz.
“Tıp Fakültesi 1’inci Sınıfında Bile Yapay Zekâ Henüz Başlangıç Sırasında” diyen Prof. Dr. Bingür Sönmez, yapay zekâ ile yazı hazırlanabileceğini ama yanlış anlamaların düzeltilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Bilmediğiniz konularda yapay zekâya güvenmek yerine, karşılaşacağınız sorunlarda rehberlik olarak kullanmak flatter bir yaklaşım değildir; doğru bilgiyi teyit etmek gerekir.
Hasta–hekim ilişkisi ise teknolojiyle değişmez: güven, iletişim ve yüz yüze temas gerekir. Plastik cerrahi uzmanı Prof. Dr. Necmettin Kutlu, yapay zekânın verileri derleyip sentezlediğini, fakat bu verilerin doğruluğunun tartışmalı olduğunu ifade ediyor. Bir hastayla hekim arasındaki bağ, ses tonundan beden diline kadar tüm unsurları kapsar; bilgisayardan gelen tek bir yanıt bu psikolojik etkiyi yakalayamaz.
Teşhis süreçlerinde uzun süreli bir insan dokunuşunun gerekliliğini vurgulayan görüşler, gözlem ve muayene ile doğrudan etkileşimin hastalık yönetimindeki en kritik adımlar olduğunu savunuyor. Yapay zekâ, tanı için tek başına kullanılmamalı; hekime destek sunan bir araç olarak kalmalıdır.
Riskler ve denetim gerektiren konularda, yapay zekânın doğru kullanımı önemlidir. Ortopedi uzmanı Doç. Dr. Serda Duman, yapay zekânın belirtileri genel bilgilerle anlatabileceğini ama fizik muayene ve laboratuvar bulgularını değerlendiremediğini belirtiyor. Hekim, hastaya dokunur ve yönlendirir; bu insani temas tanının en temel parçasıdır. Hatalı uygulamalar, tanının gecikmesine ve hayatirisklere yol açabilir.
Denetimsiz kullanımın tehlikesi konusunda uyarıda bulunan Prof. Dr. Mehmet Karabulut, görüntüleme sonuçlarının analiziyle erken tanıya katkı sağlayabileceğini, fakat tedaviyi doğrudan başlatmanın riskli olduğunu söylüyor. Çünkü yapay zekâ, hastanın geçmişi, muayene bulguları ve ruhsal durumu gibi kritik bilgileri göremez; yanlış verilerle eğitilmiş bir model hatalı önerilerde bulunabilir.
Yanlış tedavi riskleri ise en somut örneklerle ortaya çıkıyor. Dr. Onur Sivaz, yüzünde oluşan bir döküntü için yapay zekâya başvuran bir hastanın yanlış tanıyla karşılaştığını ve uygun olmayan tedavinin enfeksiyonu yaydığını anlatıyor. Yapay zekâ tanı koymamalı; hekimlere yardımcı olarak şüpheli vakaları ön elemeden geçirebilecek bir araç olarak değerlendirilmeli ve tedavi önerileri için asıl karar yine uzman hekimlere bırakılmalıdır.