TVF’nin Stratejik Yatırımları: Türkiye’den Küresel Liderlik İçin Yeni Adımlar

Türkiye Varlık Fonu (TVF), stratejik yatırımlar aracılığıyla yerli şirketlerden küresel arenaya çıkış hedefiyle hareket ederken, finansal piyasaların canlanmasına katkı sağlamayı ve güçlü bir ekonomi inşa etmeyi amaçlıyor. Portföyünde 7 sektörden 34 şirket ve 2 lisansla 46 taşınmaz bulunan TVF, 2024 sonu itibarıyla 360 milyar dolar büyüklüğünde varlıkla dünyanın en büyük 10. varlık fonu arasında yer alıyor. 2023’te 9.3 milyar TL olan varlıklar, 2024’te yüzde 35 artışla 12.7 milyar TL’ye yükseldi. Net hasılat ise %42 artışla 1.4 milyar TL’den 2 milyar TL’ye çıktı.

TVF’nin 10. kuruluş yıl dönümünü kutlamaya hazırlanan Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi Arda Ermut, mevcut faaliyetleri, gelecek vizyonunu ve uluslararası arenadaki konumunu paylaşmak üzere basın toplantısı gerçekleştirdi. Önemli bir meziyet vurgusuyla, Ermut şu değerlendirmeyi yaptı: “Bir kamu sorumluluğuna sahip ancak özel sektör kapasitesiyle hareket edebilen bir kurumun varlığı, devlet adına yatırım yapabilme kapasitesinin somut bir göstergesidir. Özellikle stratejik sektörlerde bu tür kurumlar, yatırımları mümkün kılıyor ve sektörlerin önünün açılmasına katkı sağlıyor. Ayrıca yabancı yatırımcı ilgisi olduğunda kamu menfaati ve devletin önceliklerinin korunmasını da güvence altında tutuyor.”

TVF’nin bünyesindeki Türkiye Maden ile ilgili gelişmeleri paylaşan Ermut, şu anda 25 ruhsatın bulunduğunu ve Balıkesir İvrindi’de altın keşfi yapıldığını açıkladı. 2026’da üretime geçmesi planlanan madende rezervin 2.5 milyar doların üzerinde olduğu öngörülüyor. Niğde sahalarında da altın keşfi bildirildi; Kastamonu Taşköprü projesinde yüksek tenörlü bakır bulunması, Sivas Divriği sahasında ise demir çıkarılacağının altı çizildi.

Yeni yatırımlar… TVF’nin portföyündeki şirketlere ilişkin görüşlerini paylaşan Ermut, İzmir Alsancak Limanı için stratejik bir plan üzerinde çalıştıklarını belirtti ve limanın yeniden potansiyelini ortaya koyacak adımların önümüzdeki dönemde atılacağını söyledi. Ayrıca rafineri ve petrokimya alanında, yurtdışından ithal edilen temel ürünlerin Türkiye’de üretimi için çalışmalar yürütülüyor. Türkiye’nin bu alandaki yıllık ithalatı yaklaşık 25 milyar dolar; iç üretimin payı ise %10’unun altında. Doğu Akdeniz Projesi kapsamında, yıllık yaklaşık 4 milyon ton nafta ve 1.3 milyon ton LPG ile toplam 4.1 milyon tonluk satılabilir ürün elde edilmesi hedefleniyor. Tesisi İskenderun Körfezi’nde kurmayı öngören proje tamamlandığında ithalatın yaklaşık %50 oranında azaltılması planlanıyor. İnşaat sürecinde en yoğun dönemde yaklaşık 15.000 kişi, faaliyete geçtiğinde ise doğrudan 2.000 ve dolaylı 14.000 kişi istihdam edilecek.

‘Voleybol’la karıştırdılar Ermut, Türk Voleybol Federasyonu ile adının karıştırıldığına dikkat çekti. “Milli takım sponsorluğu üzerinden bazı yorumlar yapılıyor; bazı kişiler varlık fonunu kolayca eleştirebiliyor” ifadelerini kullandı. TVF’nin 2024 yılından bu yana 5.3 milyar dolar kaynak sağladığı, bunun 4.5 milyar dolarının uluslararası piyasalardan, yaklaşık 1.8 milyar dolarının ise İslami finansman kaynaklarından temin edildiğini aktardı.

Teknoloji için ‘fonların fonu’ Ermut, teknolojiye odaklanan Türkiye Teknoloji Fonu’nun (TTF) girişimlere doğrudan yatırım yerine fonların fonu modeliyle hareket ettiğini belirtti. Son iki yılda 10’dan fazla fona 100 milyon doları aşan yatırım taahhüdü verildi. Bu yaklaşım, Türkiye’de sermaye piyasalarının gelişmesini ve girişimcilik ekosisteminin derinleşmesini hedefliyor.