Türkiye’nin merkezinde orta koridor ve ekonomik dönüşüm: Şimşek’in konuşmasıyla gelecek odaklı vizyon ve büyüme sinyalleri

Batman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen bir konferansta, fahri doktora unvanının kökeni ve bu unvanın kişinin baba ocağındaki üniversiteden gelmesinin kendisi için taşıdığı anlam vurgulandı. Konuşmacı, küresel ekonomide karşılaşılan en temel sorunlardan birinin ticaretteki korumacılık olduğuna işaret etti ve 2008-2009 krizinin ardından bu eğilimin zirveye ulaştığını belirtti. Ayrıca, küresel jeopolitik rekabetin giderek sertleşmesi üzerinde durdu. “ TÜRKİYE’Yİ BİR MERKEZE, BİR ÜSSE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ ” başlığı ile öne çıkan ifadelerde Çin’in imalat sanayisinde merkezi bir güç haline geldiği ve ABD, AB ile Japonya’nın bu alanda gerileme yaşadığı kaydedildi.
Şimşek, Türkiye’nin küresel ticaret savaşlarında nispeten dayanıklı bir konumda olduğunu söyledi. İhracatın yaklaşık %62’sinin AB ve yakın coğrafyaya yöneldiğini, toplam ihracatın %80-85’inin dost, yakın ve serbest ticaret anlaşmalarına sahip ülkelere gittiğini belirtti. Hükümetin, yakın coğrafyayla bağlantıyı güçlendirmek için yeni yollar inşa ettiğini vurguladı; Anadolu’nun Orta Koridor’un önemli geçişlerinden biri olduğuna dikkat çekti. Körfez üzerinden bölgeyle bütünleşmeyi sağlayacak bir kalkınma yolunun Irak’tan geçtiğini ifade etti ve 1200 kilometrelik demir yolu ve otoyol projesinde ilerlemenin kaydedildiğini söyledi. Ürünlerin Avrupa’ya ulaşması için Örnek senaryolarda 45 gün, Süveyş Kanalı üzerinden 35 gün gibi süreler öne sürülürken Orta Koridor ve Kalkınma Yolu üzerinden bu sürelerin daha da kısalabileceği üzerinde duruldu.
“Yeni serbest ticaret anlaşmalarıyla ülke konumunu güçlendiriyoruz” diyen Şimşek, Körfez ülkeleriyle müzakerelerin sürdüğünü ve mevcut ticaret hacminin Gümrük Birliği çerçevesinde güncellenmesini hedeflediklerini söyledi. Bu güncellemeyle 10 yıl içinde ticaret hacminin daha da büyümesi öngörülüyor: 230 milyar dolarlık mevcut hacmin 400 milyar dolara çıkması mümkün. Türkiye’nin toplam borcunun düşük olması ise yeni fırsatlar için zemin hazırlıyor. Bu kapsamda, yapısal dönüşüm için kaynağa ihtiyaç bulunduğunu belirten Şimşek, hanehalkı borcunun milli gelire oranının %10 olduğuna işaret etti.
Enflasyonu düşürmenin finansal koşulları iyileştireceğini ve konut- araba sahibi olmayı kolaylaştıracağını ifade eden Şimşek, yaşanan demografik değişimlere de değindi; çalışma çağındaki nüfusun önümüzdeki 8-10 yıl içinde artmaya devam edeceğini söyledi. Türkiye’nin turizm, sağlık ve yenilenebilir enerji alanlarında kaydettiği başarıları örnekleyen Şimşek, güneş, rüzgar, su ve jeotermal kaynakların enerjiye dönüşmesinin dışa bağımlılığı azalttığını belirtti.
“Gelecek on yılı güçlendirecek yatırımlar: Doğu ve Güneydoğu odaklı büyüme motorları” diyen Bakan, bölgelere yapılan altyapı yatırımlarının özel sektörün yatırımlarını tetiklediğini ifade etti. Bölgenin genç nüfusu ve beşeri sermaye ile desteklendiğinde finansal sermayenin de artmasıyla GAP ve DAP bölgelerinin Türkiye ortalamasını aşan bir büyümeye kapı aralayacağı vurgulandı. Şimşek, kamuda tasarruf tedbirleriyle bütçe disiplininin sağlandığını ve deprem sonrası harcamaların sürdürülebilir biçimde yönetildiğini söyledi.
Programa ilişkin hedeflerden biri olan sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı üzerinde duruldu. Enflasyon 2 yıl içinde tek haneye inmesi hedefi, bütçe açığının milli gelire oranı açısından %3’ün altına düşürülmesi ve cari açıkta kalıcı olarak %1’in altını hedefleyen üç evreli bir yol haritası anlatıldı. İşsizlikte uzun süreli düşüş ve dış finansmana ulaşımın daha kolaylaşması beklenen sonuçlar arasında yer aldı.
Konuşmaların ardından Şimşek’e Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İdris Demir tarafından fahri doktora belgesi takdim edildi. Program, Batman Camisi’nin açılışıyla devam etti ve çeşitli kamu yöneticileri ile akademisyenler katıldı.