Türkiye’nin Ro-Ro taşımacılığı ve deniz yolu performansını detaylarıyla değerlendiren kapsamlı bir analiz. Verimli ulaşım çözümleri ve sektör trendleri burada.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin deniz yolu taşımacılığı alanındaki güncel verilerini dikkat çekici şekilde değerlendirdi. 2024 yılı verilerine göre, küresel yük taşımacılığının yaklaşık %88’inin deniz yolu ile gerçekleştiğini belirten Uraloğlu, Türkiye’nin dış ticaretinde ise bu oranın %86 seviyesinde olduğunu vurguladı. Bu veriler, deniz ulaşımının ülkemiz açısından ne denli stratejik ve vazgeçilmez olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
“Ülkemizdeki toplam dış ticaret içindeki deniz yolunun parasal payı 2003 yılından itibaren büyük bir gelişim göstererek 333,96 milyar dolara ulaştı.” diyerek, hem ülke ekonomisine hem de lojistik altyapısına yaptıkları yatırımların meyvesini topladıklarını ifade etti. Bakan Uraloğlu, bu başarının, Türkiye’nin deniz taşımacılığı alanında küresel ölçekte rekabet gücünü artırma hedefine hizmet ettiğine dikkat çekti.
Ro-Ro (römorkör ve yük taşıma) taşımacılığı, özellikle karayoluyla uluslararası eşya taşımacılığında yeni ve verimli güzergâhlar sunan önemli bir ulaşım modudur. Bu taşımacılık türü, kendi hareket imkanına sahip olan ve tekerlekleri üzerinde hareket edebilen araçlar ile gemiler arasında entegre bir köprü görevi görerek, lojistik zincirinde büyük avantajlar sağlar. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’nin coğrafi konumu ve denizlerimizin elverişli yapısı, Ro-Ro taşımacılığına yeni alternatifler ve güzergâhlar sunarak sektörü güçlendirmektedir. Avrupa kıtası ve Ege, Karadeniz ile Marmara denizleri arasındaki coğrafi avantajlarımız, sektörü hem ülkemizde hem de Avrupa coğrafyasında daha cazip hale getiriyor.”
2003 yılında yurt dışı bağlantılı Ro-Ro hatlarında taşınan araç sayısı yalnızca 220 bin 345 iken, bu rakam 2024 yılı itibarıyla %221’lik bir artış göstererek 706 bin 387’ye yükseldi. Bu, yaklaşık 22 yılda Ro-Ro gemileriyle taşınan araç sayısının üç katından fazla arttığını gösteriyor. Geçen yıl gerçekleşen taşımaların detaylarına bakıldığında, araçların %69’unun Avrupa, %15,5’inin Akdeniz ve %15,2’sinin ise Karadeniz bağlantılı Ro-Ro hatlarında gerçekleştirildiği görülüyor. Ayrıca, Avrupa taşımalarının yaklaşık %68’inin İtalya hattında yoğunlaştığı da dikkat çekiyor.
Uraloğlu, ayrıca, geçen yıl Ro-Ro hatlarında taşınan araçların %68,5’ini treylerler, %28,1’ini tırlar ve %1,9’unu ise römork ve yarı römorkların oluşturduğunu belirtti. Bu oranlar, sektördeki araç çeşitliliği ve lojistik faaliyetlerin yoğunluğunu yansıtıyor.
2025 yılının ilk dört ayı itibarıyla, Türkiye’de toplam 28 aktif Ro-Ro hattında faaliyet gösterildiğini belirten Bakan Uraloğlu, “Ocak-Nisan 2025 dönemi boyunca, yurt dışı bağlantılı düzenli Ro-Ro hatlarında taşınan araç sayısı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla %7,8 artışla 246 bin 816’ya ulaştı.” dedi. Bu artış, sektörün büyüme ve gelişim potansiyelinin güçlü bir göstergesidir ve Türkiye’nin deniz taşımacılığı alanındaki stratejik hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynamaktadır.