Türkiye’nin enerji stratejisini Gabar ve bölgesel potansiyellerden saha odaklı genişlemeyle ele alan kapsamlı analiz.

Önümüzdeki yıllarda enerji talebinin hızla artacağını vurgulayan Bakan Bayraktar, bu talebe kesintisiz karşılık vermenin ve arz güvenliğini sağlamanın ana hedefler olduğunu ifade etti. Petrol ve doğal gazda yeni keşifler üzerinde durarak, yenilikçi keşiflere açık bir yol izlediklerini belirtti. Türkiye’nin enerji altyapısının dev bir güç haline geldiğini söyledi.
GABAR bölgesindeki üretimin yılda yaklaşık 2 milyar dolar değer yarattığını aktaran Bayraktar, bu gelirin dışardan petrol alımı için harcanan parayı pano dışında bıraktığını vurguladı. Bölgedeki istihdam rakamına değinerek, yaklaşık 3.500 gencin çalıştığını dile getirdi. Gabar’ın yeni keşiflerle üretim kapasitesini artırmayı hedeflediğini, Şırnak, Hakkâri ve Van bölgelerinde umutlarının yüksek olduğunu söyledi.
DİYARBAKIR’DA KAYADAN ÜRETİM konusuna ilişkin açıklamalarda bulunan Bayraktar, Diyarbakır’da dört saha için 24 sondaj planlandığını belirtti. Benzer yöntemin gaz için Trakya’da da uygulanabileceğini ifade etti.
SOMALİ açıklarında üç kara sahasında sondaj hazırlıkları için çalışmalar devam ediyor. Sismik verilerin analizinin sürdüğünü ve Ocak ayında neticelerin ortaya çıkacağını söyledi. Kara sahalarıyla ilgili üç saha üzerinde de çalışmaların ilerlediğini kaydetti.
YENİ ORTAKLIKLAR çerçevesinde Libya’daki görüşmelerin sürdürülmesi gerektiğini, Azerbaycan’da Şafak-Asiman Sahası’nda payın %30’a yükseldiğini belirtti. Kazakistan’da yoğun temaslar ve Pakistan’da bir deniz sahasında ortaklıklar kurulduğunu ifade etti. Irak’ta günlük üretimin 15 bin varil civarında olduğunu söyleyerek, bu rakamın 10-15 katına çıkması gerektiğini ifade etti. Basra, Kerkük ve Kuzey Irak’ta çalışmaların yoğunlaştığını belirtti.
TÜRKİYE’DE GAZ FİYATLARI VE LİNKLER konusunda, ABD’den LNG’nin pahalı olduğu yönündeki iddialara karşılık, henüz en ucuz maliyetinHenry Hub üzerinden belirlendiğini ve 2027 sonrası kontratlarda bu fiyatların en uygun seviyelere indiğini açıkladı. Türkmenistan gazı en ucuz seçenek olarak öne çıkıyor, ardından ABD LNG’si geliyor. Mevcut anlaşmalar toplamda yaklaşık 43 milyar dolar değerinde ve 2045’e kadar 143 milyar metreküp gaz alımı öngörülüyor. Türkiye, ihtiyaç olmadığında gazı başka bir müşteriye satma hakkını saklı tutuyor.
KONUYU BİLMEYENLER olarak nitelendirilen eleştirilere yanıt veren Bayraktar, nadir toprak elementleriyle ilgili tartışmalarda Türkiye’nin ABD dışındaki konumunu vurguladı. Eskişehir Beylikova’daki pilot tesisin ÇED sürecinin iptaliyle ilgili mahkeme süreci hakkında da bilgi verdi. Nadir toprak elementleriyle ilgili iddiaların söz konusu olmadığını ve ilgili anlaşmaların sadece nükleer alanında olduğunun altını çizdi.
SAHADA TORYUM bulunduğunu belirten Bayraktar, Beylikova Sahası’nın dünyadaki en büyük ikinciNTE rezervine sahip olduğunu ifade etti. Uzun vadeli hedefler kapsamında 2020’de pilot tesisle başlayan süreçte, 2023’te tesisin faaliyete geçtiğini ve üreten kapasitenin şimdi daha büyük ölçekli bir tesise dönüştürülmesi için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Önümüzdeki yıl temel atılarak iki yıl içinde tesisin hayata geçirilmesi planlanıyor.
SAFLAŞTIRMA HİKAYESİ konusunda, güvenilir üniversite ve araştırma kurumlarının çalıştığını, saflaştırma seviyesini %92-93 bandında tutan bir hedefin daha da yükseltilmesi için uluslararası iş birlikleriyle ilerlediklerini söyledi. Çin’de bu teknolojinin bulunduğunu ve Avrupa, Kanada ile Avustralya’da görüşmelerin devam ettiğini belirtti.
DEVLET ELLİYLE İŞLETİLECEK konusunda, mevcut kanunlar gereği bazı minerallerin devlet eliyle işletilmesi gerektiğini kaydeden Bayraktar, Beylikova ve diğer saha çalışmalarında da aynı yaklaşımın uygulanacağını ifade etti. Türkiye’nin sahalarda özel sektörle birlikte devletin kilit aktör olarak rol aldığını vurguladı. Isparta’da arama faaliyetlerinin sürdüğü, Malatya Hekimhan ve Sivas’ta da NTE rezervlerinin bulunduğunu söyledi.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ndeki çalışmaların planlandığı gibi ilerlediğini belirten Bayraktar, 2026’da ilk reaktörün devreye alınmasının hedeflendiğini ve 2050’ye kadar 20 bin megavatlık bir nükleer güç kapasitesine ulaşmayı amaçladıklarını kaydetti.