Türkiye’nin Dış Politika Zirvesi’nde Gazze konusunu ve uluslararası dayanışmayı öne çıkaran, güncel analizlerle küresel işbirliğini vurgulayan içerik.
Washington ziyaretinin ardından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Trump görüşmeleri üzerine yapılan açıklamalarda, Türkiye’nin uluslararası arenada sürdürdüğü yoğun diplomasi vurgulanıyor. Genel Kurul’da Gazze’nin durumunun ve Filistin davasının ön planda olduğu, 150’nin üzerindeki tanıma ulaşımı ve iki devletli çözüm yönündeki desteğin giderek güçlendiği belirtiliyor. İsrail’in işgalci hedefleri karşısında uluslararası toplumun kararlı hareket etmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.
Ülke olarak Suriye, Ukrayna-Rusya savaşı ve bölgesel istikrar için duran çabalar, Türkiye’nin barış ve güvenlik odaklı yaklaşımını bir kez daha öne çıkarıyor. Ziyaret kapsamında Türk-Amerikan iş dünyası temsilcileriyle yapılan görüşmelerde ticaret hacmini artırma hedefi ve yatırım olanakları ele alınırken, Gazze’deki insanî trajedinin durdurulması ve bölgedeki istikrar için atılacak adımlar masaya yatırıldı.
Görüşmelerin ana temasında, Gazze’deki çatışmaların sonlandırılması ve iki devletli çözümün kalıcı barış için temel yol olduğuna dair ortak bir duruşun benimsendiği bildirildi. Trump ile olan konuşmada ticaret ve savunma alanlarında iş birliğinin artırılması, özellikle %100 milyar dolar ticaret hacmi hedefinin gerçekleştirilmesi için vergiler ve kolaylaştırıcı adımlar üzerinde duruldu. Ayrıca insani yardım ve istikrar açısından Gazze ve Suriye konuları ayrıntılı olarak ele alındı.
Gazze konusunda net kararlar ve uluslararası baskı çağrısı ile diplomatik tanımanın gerekliliğini vurgulayan açıklamada, ülkelerin Filistin’e yönelik desteğinin güçlenmesi gerektiği ifade edildi. İsrail’in yalnızlaşması, uluslararası suçlar ve zarar gören siviller üzerinden betimlenen tablo, halkların adalet ve vicdan temelli duruşunu güçlendirdi. Türkiye, bu konularda kararlılıkla hareket edeceğini ve mazlumların yanında olacağını yineledi.
Türkevi’nin rolü ve bölgesel barış meselesinde, Türkevi’nin dünyadaki diplomatik trafiği artıran bir merkez haline geldiği ve bu mekan üzerinden çözüm odaklı görüşmelerin sürdüğü belirtiliyor. Suriye, Libya ve diğer bölgesel konulara yönelik iş birliğinin güçlendirilmesi için atılan adımların, bölgede kalıcı barışın tesisine katkı sağladığı ifade edildi.
İç politika ve milli güvenlik konularında ise iç cephin güçlendirilmesinin dış politika sonuçlarını olumlu yönde etkilediğine vurgu yapıldı. Terörle mücadelede kararlılık ve milli bağımsızlığı korumanın, dış dünya ile iletişimi güçlendirdiği belirtildi. Türkiye’nin savunma sanayii ve teknoloji atılımlarını sürdürmesiyle, uluslararası arenadaki konumunun daha da güçlendiği kaydedildi.