Türkiye’de kozmetik ürün bildirimi ve denetim süreçlerini Avrupa standartlarına uygun bir yaklaşım ile açıklayan kapsamlı bir rehber.
Ayar, kozmetik ürün bildiriminin Türkiye’deki sürecinin dünya standartlarına paralel ilerlediğini ve piyasa gözetiminin sıkı takip altında yürütüldüğünü vurguladı. Avrupa kozmetik mevzuatının ülke içinde de benimsenmesinin halk sağlığı açısından önemli bir avantaj yarattığını söyledi. Ham maddelerin güvenliği ve sürekli güncellenen yasağa dair listeler ile belirli kullanım miktarlarının denetimlerle desteklendiğini belirtti.
Çocuk kozmetiklerine ilişkin yeni trendleri de işaret eden Ayar, yakın zamanda yapılan bir araştırmada çocuklarda kozmetik kullanımının erken yaşlarda belirginleştiğini kaydetti. Bu durumun, sosyal medya paylaşımları ve özellikle TikTok gibi platformlarda 7–18 yaş arasındaki kullanıcıların videolarında çeşitli içerikli maddeler kullandıklarını göstermesi nedeniyle aciliyet doğurduğunu ifade etti.
ÇOCUKLARIN KOZMETİK KULLANIMINA İHTİYAÇ YOK başlığıyla yaptığı açıklamada Ayar, çocukların kozmetik ihtiyacının olmadığını belirtti. Çocuk derisinin henüz gelişim sürecinde olduğuna vurgu yapan Ayar, yetişkin kozmetiklerindeki maddelerin kan dolaşımı yoluyla diğer organlara geçiş riskini artırabileceğini kaydetti. Bu nedenle, alerji oluşturan kimyasal maddelerin yanı sıra toksik etkiler barındıran bazı içeriklerin de dikkatle ele alınması gerektiğini vurguladı. Ayrıca yetişkinler için tasarlanan kozmetik ürünlerinin erken kullanımlarının, bilim camiasının öngöremediği riskleri beraberinde getirebileceğini söyledi.
600 BİN TL İDARİ PARA CEZASI İLE YÜZLEŞECEKLER başlığıyla devam eden açıklamada Ayar, yıl içinde yapılan denetimlerin ürün bildirimine ve kayıtlı olup olmadığına odaklandığını belirtti. Kozmetik Denetleme Dairesi’nin 197 ürünü denetlediğini, bu ürünlerden 190’ında hataların tespit edildiğini ve firmalardan savunma talep edildiğini bildirdi. Savunmalar doğrultusunda hataların tespit edilmesi halinde ürün bazında 600 bin TL ceza uygulanacağını söyledi. Aynı zamanda uygunsuz ürünlerin toplatılması ve geri çekilmesi süreçlerinin de hayata geçirildiğini belirtti; mevzuata aykırı ürünlerin piyasaya sürülmesi durumunda şirketlerin 600 bin TL ceza ile karşılaşacağını ekledi.
TAHRİŞ ETMEYEN YÜZ TEMİZLEYİCİSİ, NEMLENDİRİCİ VE GÜNEŞ KREMLERİYLE SINIRLI KALMALIDIR başlığıyla devam eden bölümde Ayar, sosyal medyanın müşterileri yönlendirme gücüne işaret etti. Ailelerin bu konuda özellikle bilinçli rol üstlenmesi gerektiğini belirten Ayar, yetişkinler için gerekli kozmetiklerin çocuklar için gerekli olmadığına dikkat çekti. Yaşlanma karşıtı hedeflerle orta yaştan itibaren kozmetik kullanımının yaygınlaştığını hatırlatan Ayar, çocukların henüz yaşlanma sürecine girmediğini ve bu yüzden sadece uygun, tahriş etmeyen ürünlerle sınırlı kalınması gerektiğini belirtti.
YÜZ BOYALARI, GÜVENLİK TESTİNDEN GEÇMEYEN ÜRÜNLER bölümünde Ayar, çocuklarda yüz boyalarının son yıllarda sıkça kullanılmasının dikkat çekici olduğuna değindi. Çizgi film karakterlerinin deriye uygulanmasının tehlikeli olduğunu ve bu ürünlerin güvenlik standartlarının eksik olduğuna dikkat çekti. Geçici dökümanlarda bile alerjenler ve ağır metaller dahil olmak üzere çeşitli risklerin tespit edildiğini belirten Ayar, ailelerin bu tür ürünlerden kaçınması gerektiğini vurguladı. Kozmetik olarak sınıflandırılmayan veya güvenlik testlerinden geçmeyen yüz boyaları ile ilgili sıkı denetimlerle, tüm süreçlerin Avrupa kozmetik mevzuatı çerçevesinde yürütüldüğünü ifade etti. Denetine dahil olmayan ürünlerin denetlenmesi ve gerekli güvenlik testlerinin yapılmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü ekledi; ayrıca toplu bilinçlendirme ve mevzuat uyumunun hayati önem taşıdığını söyledi.