DOLAR
42,5274
EURO
49,6098
ALTIN
5.782,09
BIST
10.918,51
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Yağmurlu
15°C
Pazartesi Çok Bulutlu
12°C
Salı Çok Bulutlu
12°C

Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddetin Kökeni ve Çözüm Yolculuğu: Ortak Mücadele Çağrısı

Türkiye’de kadına yönelik şiddetin kökenine ışık tutan araştırma ve çözüm yolculuğunda ortak mücadele çağrısı, farkındalık ve dayanışma için güç birliği.

Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddetin Kökeni ve Çözüm Yolculuğu: Ortak Mücadele Çağrısı
02.12.2025 08:51
A+
A-

Kadınların İnsan Hakları Derneği ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, toplumsal eşitsizliklerin ve erkek egemen bakış açısının bu acı veren gerçekliği nasıl derinleştirdiğini gözler önüne seren ortak bir kampanya başlattı. Dünya genelinde her üç kadından birinin yaşamı boyunca en az bir kez fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kaldığına dikkat çekiliyor.

Türkiye’de ise her yıl pek çok kadın hayatını yitirirken, binlercesi farklı türde şiddetin çeşitli biçimlerine maruz kalıyor. Kadınlar çoğunlukla en yakınlarındaki erkeklerin baskısıyla karşı karşıya kalıyor ve bu durum, yıllar içinde hareketimizin mücadeleye dönüştüğü bir süreçte sessizlik perdesinin aralanmasına yol açtı. Ancak kampanya, şiddetin arkasındaki nedenleri ve bu görünürlüğe rağmen kökenindeki eşitsizliği yeterince konuşamadığımızı vurguluyor.

Nasıl mı? Kampanya, kadınlara yönelik şiddetin bir öfke patlaması veya bireysel psikolojik sorunların sonucu olarak açıklanamayacağını; bunun, kadınlar üzerinde kurulan eşit olmayan toplumsal düzeninin doğal bir sonucu olduğunu ifade ediyor. Erkeklerin kadınları kontrol etmek, cezalandırmak veya baskı altında tutmak amacıyla birbirini tekrar eden davranışlarda bulunduğu, hem evde hem de toplum genelinde sistemli bir şiddet sarmasını oluşturduğu belirtiliyor.

Kadın hareketinin yıllara yayılan mücadelesi sayesinde bu kalıpların zayıfladığı ve kamu kurumlarında bazı mekanizmaların geliştiği ise altı çiziliyor. Sonuç olarak daha çok kadın, maruz kaldığı şiddeti adlandırıp destek arayabilir hale geliyor; ama kampanya, hâlâ değişmeyen eşitsiz zihniyetin kökeninde durduğunu hatırlatıyor.

Geriye dönüp bakıldığında, şiddetin son bulması nasıl mümkün olur? Kampanyanın ikinci sorusu bu ve yanıtı ise “Cinsiyet eşitsizliğini birlikte kaldırabilirsek” şeklinde özetleniyor. Şiddetin kaynağının, kadınların toplumsal konumlarıyla doğrudan bağlantılı olduğuna vurgu yapan kampanya, bu eşitsizliği aşmadan şiddetin bitemeyeceğini ifade ediyor. Eşitliği hayata geçirmek herkesin sorumluluğu; bunu başarmak için kadınları korumak, aktörleri desteklemek ve failleri etkili biçimde cezalandırmak devletlerin görevi olarak öne çıkıyor.

Mağdura barınma ve güvence Nazan Moroğlu, 6284 sayılı Yasa’nın kadına karşı şiddetle mücadelede getirdiği yenilikleri öne çıkarıyor: Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin 7/24 çalışması, mağdura barınma sağlanması ve geçici koruma, kreş desteği gibi uygulamalar; şiddet ihbarının herkes tarafından yapılabilir olması; tedbir kararlarında delil şartı aranılmaması; ihlallerde zorlama hapsinin uygulanması ve geçici maddi yardım ile sağlık giderlerinin devlet tarafından karşılanması gibi maddeler.

Toplumun ortak sorunu Avukat Nazan Moroğlu, kadına yönelik şiddetin yalnızca kadınların değil, toplumun tüm kesimlerinin sorunudur dedi. 6284 sayılı yasa ile İstanbul Sözleşmesi’nin bu mücadelede önemli yol haritaları olduğuna dikkat çekti ve şiddetin kent-kır, eğitimli-eğitimsiz, ekonomik durum fark etmeksizin herkes için geçerli bir sorun olduğunu ifade etti.

Tanık çocuklar Şiddetin etkileri sadece yetişkinleri değil, çocukları da derinden etkiliyor. Şiddete tanık olan çocuklar davranış bozuklukları, okul başarısızlığı ve şiddete meyil gibi sonuçlarla karşılaşıyor. Moroğlu, aile içi şiddetin bir kadın sorunu olmanın ötesinde güç dengesizliklerinden doğan toplumsal bir sorun ve halk sağlığı meselesi olduğunu belirtti; bu tehdit, sağlıklı bir toplum yapısını da tehlikeye atıyor.

Farkındalık ve çözüm Şiddetin çok yönlü nedenleri üzerinde duran Moroğlu, çocuk yaşta evliliklerin de önemli risklerden biri olduğuna dikkat çekti. Hukuki önlemlerin tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Moroğlu, farkındalık çalışmaları, kurumlar arası koordinasyon ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin zorunlu olduğunu sözlerine ekledi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.