Türkiye Yüzyılı vizyonunu güçlendiren Güler’in 2025 değerlendirme konuşmasıyla dengeler yeniden tasarlanıyor.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir ile birlikte gerçekleşen 2025 yılı değerlendirme toplantısında, belirsizliklerin derinleştiği bölgesel ve küresel gündemi ele aldı. Güler, Türkiye’nin her an harekâta hazır, etkili ve caydırıcı bir güç olma ihtiyacını vurguladı ve güç kazanmanın yalnızca mevcut durumları izlemekle yetinmeyip, değişime hızlı uyum sağlayan ve hatta öncü bir duruş benimsemekle mümkün olduğunu ifade etti. Vizyonun adı olarak Kaan, Altay, Kızılelma, Göktürk, Anka, Siper, Sungur, Korkut, Milgem ve Milden gibi kavramlar sayıldı; bu vizyonun temelini ise Türkiye Yüzyılı olarak özetledi.
Güler, 2026 yılında sahada etkinliği ve dünyada görünürlüğü daha da artan bir TSK hedeflediğini belirterek, 10 MART MUTABAKATI NET TARİHLİ YÜRÜTÜLMELİ ifadesiyle Suriye ile ilgili yol haritasının netleşmesi gerektiğini söyledi. Mutabakatın şimdiye dek sahada yeterince karşılık bulmadığını belirten bakan, entegrasyon sürecinin açık, bağlayıcı ve uygulanabilir bir plana dayandırılması gerektiğini vurguladı. SDG’nin terör unsurlarından ayrıştırılarak Suriye Ordusuna entegrasyonu, ayrılıkçı söylemlerin terk edilmesi ve sahada paralel güvenlik yapıların ortadan kaldırılması talep edildi.
Güler, GEREKENİ KİMSEYE SORMADAN YAPARIZ ifadesiyle kararların kendi devlet aklıyla alınacağını, ABD başta olmak üzere dost ülkelerle görüş ayrılığının giderek azaldığını ve gerektiğinde mutlak anlamda Suriye ordusuna entegrasyonun uygulanacağını belirtti. 2016 itibarıyla Suriye’de yürütülen harekâtlar sırasında ABD ve Rusya’nın da bölgede bulunduğunu hatırlatan bakan, gelecekte ihtiyaç olursa benzer bir şekilde kimseye danışmaksızın hareket edileceğini söyledi.
SÜREÇ DEVLETİN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE SÜRECEK başlığı altında ise terörle mücadeledeki kararlı duruş pekiştirildi. Türkiye’nin terör örgütlerini tamamen tasfiye etme hedefi net olarak ortaya kondu. Türkiye, Karadeniz bölgesinde sondaj faaliyetleri ve güvenlik konularında aldığı tedbirleri sürdürdüğünü belirtti. Ayrıca bölgedeki tehditlere karşı alınan güvenlik önlemlerinin devam edeceği ifade edildi.
ÇOK HEVESLENMESİNLER başlığıyla Yunanistan, İsrail ve GKRY’nin bir araya gelmesi ve bölgedeki hareketlilik eleştirildi. Adaların Gayri Askeri Statüde olduğu hatırlatılarak, savunma alanında gerçekleştirilecek ortak adımlar konusunda dikkatli olunması gerektiği vurgulandı. Yunan tarafının 2030 hedefleri ve savunma politikalarına dair eleştiriler dile getirilerek Türkiye’nin güvenlik hassasiyetleri hatırlandı.
TSK’nın operasyonel verileri de paylaşılarak, Afrin ve diğer bölgelerdeki tünel tespit ve imha çalışmaları, 2025 yılı başından bu yana teslim olan PKK’lı sayıları ve hudut güvenliğiyle ilgili elde edilen başarılara değinildi. Ayrıca 70 bin personel ile farklı görevlerin yürütüldüğü, çok yönlü iş birlikleri ve savunma sanayinde atılan adımlar vurgulandı. ‘Meteor füzesinden daha iyisini yapar, satarız’ ifadesiyle modernizasyon ve entegrasyon sürecinin kendi milli yazılımlarla güçlendirilmesi hedeflendi; İngiltere ve Katar’dan gelecek uçaklar ile AESA radar ve Meteor füze kabiliyetleriyle savunma gücünün güncellenmesi planları açıklığa kavuşturuldu.
Türkiye-ABD ilişkilerinin F-16 ve CAATSA bağlamında ele alınacağına değinen Güler, sorunların çözüleceğine olan inancı paylaştı ve önceliğin F-35 programı ile ilerletileceğini kaydetti. İsrail ve Yunanistan’ın bu süreçteki lobilerinin etkisiz kalması gerektiğini söyleyen bakan, kendi çalışmalarını sürdürerek bölgesel güvenliği önceleyen bir yaklaşımı benimsediklerini belirtti.