Türkiye Diri Fayları Projesi: Yüksekova-Şemdinli, Başkale, Erciş ve Tutak fay zonlarındaki paleosismolojik bulguların güncel sonuçları
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ile Van YYÜ Afet Yönetimi ve Deprem Araştırma Merkezi öncülüğünde yürütülen ve TÜBİTAK’tan 8,5 milyon liralık destek alan çalışmada, bölgede deprem potansiyeli taşıyan fay hatlarına odaklanan bir saha çalışması tamamlandı. Projede, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, AFAD ve Belediyeler Birliği gibi kurumlar da iş birliği içinde yer aldı ve Başkale, Erciş, Yüksekova, Şemdinli ve Tutak fayları üzerinden örnekler toplandı.
Araştırma ekibi, fay hatlarında 30 metre uzunluğunda, 3 metre genişliğinde ve 4 metre derinliğinde hendekler açarak eski deprem izlerini tespit etmeye yönelik geoteknik ve jeolojik verileri topladı. Toplanan veri setinin, 2023 yılı içinde tamamlanması ve sonrasında ilgili kamu kurumlarıyla paylaşılması hedeflendi. Elde edilen bulgular, öğrencilere ders anlatımlarında da kullanılarak deprem farkındalığının artırılması amacıyla değerlendiriliyor.
YÜKSEKOVA VE ŞEMDİNLİ FAYI, ZAMAN İTİBARİYLE ÖNCELİKLİ RİSK SUNUYOR Mutlu, çalışmaların ayrıntılarını AA muhabirine verirken, Van’da Başkale ve Erciş ile Hakkari’deki Yüksekova ve Şemdinli, Ağrı’daki Tutak faylarını kapsadıklarını belirtti. 23 Ekim ve 9 Kasım 2011’deki deprem etkilerinin Erciş üzerinde bıraktığı izleri de inceleyerek, deprem üretme potansiyeli taşıyan fay hatlarını yerinde incelediklerini söyledi.
Mutlu, “Bölgede jeolojik veriler ışığında tektonik fay hatlarının çoğu yıkıma yol açan deprem riskine sahip. Bölgemizdeki sismik boşluklar nedeniyle bazı faylar için yeterli tarihsel veya aletsel kayıt bulunmuyor; bu nedenle arkeolojik kesitteki izler bize geçmişi anlatıyor. Yüklü bölgelerin zemini depreme karşı dayanım açısından zayıf görünüyor.” diye konuştu. Kazı çalışmalarından elde edilen örnekler yaş analizi için TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’ne gönderildi; sonuçlar yakın dönemde netleşecek.
ÇALIŞMALARIN AMACI SİSTEMATİK BİR MODEL ÜRETMEK Mutlu, çalışmaların yalnızca bilimsel bir etkinlik olarak kalmaması gerektiğini vurguladı. Afet yönetiminin multidisipliner çabalarla güçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Mutlu, elde edilen verilerin imar çalışmalarında kullanılabileceğini ve kamu kurumlarıyla paylaşılacağını belirtti. “Afet farkındalığını yaymak ve riske karşı proaktif bir yaklaşım geliştirmek için bu veriler derslerde ve toplumsal bilinçlendirme çalışmalarında da değerlendirilecek.” dedi.
GELECEK İÇİN PLANLAMA VE EĞİTİM VURGusu Mutlu, ülke genelindeki yıkıcı depremlerin ardından acıların yaşandığını hatırlatarak, bundan ders çıkarılarak geleceğin daha güvenli bir şekilde planlanması gerektiğini ifade etti. “Afet yönetimi yalnızca bir kurumun sorumluluğu değildir; toplumun her kesiminin katılımıyla güçlendirilmesi gerekir. e-Devlet üzerinden AFAD’ın sunduğu afetlerle ilgili eğitimler herkese ulaşabilir.” sözleriyle, toplumsal farkındalığın artırılmasına yönelik çağrıda bulundu.