Türk Silahlı Kuvvetleri’nin elektronik harp kabiliyetleri ve yeni sistemleri hakkında detaylı bilgiler. Güçlü savunma ve savunma teknolojilerinde güncel gelişmeler.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), teknolojik açıdan önemli bir gelişme kaydederek önümüzdeki yıl elektronik harp alanında yüksek seviyede yeni bir kabiliyet kazanmayı hedefliyor. Bu kapsamda, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından gerçekleştirilen Hava SOJ projesi, savunma teknolojilerinde devrim yaratmaya hazırlanıyor. 2019 ve 2020 yılları arasında Bombardier firmasından alınan 4 adet Global 6000 uçağı, ASELSAN tarafından geliştirilen ve entegre edilen ileri elektronik harp sistemleriyle donatıldı. Bu sayede, uçaklara uzaktan elektronik destek ve elektronik taarruz yetenekleri kazandırıldı.
Türk Hava Kuvvetleri’nin kullanımı için geliştirilen Hava SOJ sistemleri, düşman haberleşme ve radar sistemlerinin tespit edilmesi, konumlandırılması ve bu sistemlerin özellikle sınır ötesi harekâtlarda savaş uçaklarına karşı kullanılamamasını sağlamak amacıyla tasarlandı. Bu sistemler sayesinde düşman radarları ve iletişim hatları karıştırılıp aldatılabilecek, böylece Türk savaş uçaklarının operasyonel güvenliği artırılacak. Ayrıca, milli imkanlarla büyük ölçüde geliştirilen görev sistemleri entegre edilerek, envantere alınacak Hava SOJ uçaklarıyla birlikte, sınır ötesi operasyonlarda büyük avantaj sağlanacak.
Bombardier Global 6000, uzun süre havada kalabilen ve yüksek irtifalarda görev yapabilen bir özel görev uçağıdır. 12 saatlik uçuş süresi ve 51.000 feet irtifa tavanı ile dikkat çeken bu uçaklar, çift motorlu yapısı ve gelişmiş jeneratör sistemleri sayesinde görev sistemlerine yeterli elektriksel gücü sağlayabiliyor. Entegre edilen Hava SOJ sistemleri, yer destek merkezleriyle gerçek zamanlı iletişim kurarak, radar ve füze tehditlerini algılayıp karşı tedbirler alınmasını mümkün kılıyor. Bu kabiliyetler, Türk savaş uçaklarının sınır ötesinde güvenli bir şekilde operasyon yapmasını kolaylaştırıyor.
Hava SOJ uçaklarına entegre edilen gelişmiş görev sistemleri, geleneksel ve yeni nesil karmaşık radar sistemleriyle iletişim ve muhabere yayınlarını tespit edip teşhis edebiliyor. Radar ve füze tehditlerini konumlandırma ve sınıflandırma yetenekleriyle donatılan bu sistemler, düşman hava savunma radarlarının menzilinin dışında faaliyet gösterecek şekilde tasarlandı. Bu sayede, düşmanın hava savunma ve iletişim sistemleri baskılanırken, savaş uçakları güvenli bir şekilde taarruz ve keşif görevlerini yerine getirebilecek. Böylece, operasyon sırasında savaş uçaklarının düşman hava sahasına giriş ve çıkışları, Hava SOJ uçağının oluşturduğu güvenlik koridorları sayesinde sağlanıyor.
Türkiye, KORAL, REDET, MİLKAR ve VURAL gibi elektronik harp sistemleriyle uzun süredir sahada kendini kanıtlamış durumda. Bu sistemler, Irak ve Suriye’deki operasyonlarda başarıyla kullanıldı ve elektronik savaş alanındaki kabiliyetleri gösterdi. Elektronik harp, telsizlerin karıştırılmasından savaş gemilerinin sistemlerinin etkisiz hale getirilmesine, hava savunma sistemlerinin köreltilmesine kadar geniş bir yelpazede uygulama alanı buluyor. ASELSAN tarafından geliştirilen ve en yeni teknolojilere sahip olan VURAL sistemi, özellikle Ukrayna-Rusya savaşında elektronik harp kabiliyetlerinin kritik önemi olduğunu ortaya koydu. Bu yıl Mart ayında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin askeri iletişim sistemlerini etkisiz hale getirdiği iddiasıyla gündeme gelen VURAL, ülkemizin elektronik harp kabiliyetlerini bir üst seviyeye taşıyor.
KORAL ise, yerli imkanlar ile geliştirilmiş mobil elektronik harp sistemi olarak öne çıkıyor. Sistemin temel amacı, düşman radarlarını kör etmek, aldatmak ve şaşırtmak şeklinde tanımlanıyor. Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimin arttığı dönemlerde, Hint savaş uçağının KORAL sistemi kullanılarak düşürüldüğü yönünde iddialar sosyal medyada geniş yankı uyandırmış olsa da, KORAL’ın uçak düşürme özelliklerine sahip olmadığı açıklandı. Bu sistem sayesinde, düşman radarlarını etkisiz hale getirerek, elektronik savaşta üstünlük sağlanması hedefleniyor.