Türk savunma sanayii ve uluslararası işbirliklerindeki son gelişmeleri keşfedin. Güçlü ve yenilikçi savunma sektörümüz hakkında güncel bilgiler.
Günümüzde, NATO üyesi ülkelerin savunma harcamalarını kademeli olarak artırma planları, Türk savunma sanayii şirketleri için yeni ve büyük fırsatlar yaratıyor. Önümüzdeki üç yıl içerisinde toplam savunma bütçelerinin 50 milyar doları aşması beklenirken, bu yükselişin Türk firmalarına önemli bir pazar payı kazandırması öngörülüyor. NATO ülkeleri, mevcut yüzde 2 olan savunma harcamalarını, 2035 yılına kadar gayrisafi yurt içi hasılanın %5’ine çıkarmayı hedefliyor, bu da ciddi bir büyüme ve modernizasyon ihtiyacını beraberinde getiriyor.
Bu gelişmeler ışığında, Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), stratejik bir duruş sergilemekte ve NATO’nun uzun vadeli silahlanma ve modernizasyon projelerine aktif katılım sağlamak amacıyla çalışmalar yürütmektedir. Aynı zamanda, NATO’ya bağlı çeşitli ajansların açtığı hazır alım ihalelerine Türk savunma şirketlerinin katılımını artırmak ve sektörde lider konuma gelmek için sektör rehberliği ve koordinasyon faaliyetleri de hız kazanmıştır.
İleri eğitim ve hafif taarruz uçağı Hürjet’in satışı, Türk savunma sanayinin uluslararası arenadaki gücünü gösteren önemli bir adım olmuştur. Mayıs ayında TUSAŞ, Airbus ve İspanya Savunma Bakanlığı arasında imzalanan mutabakatla, İspanya’ya Hürjet’in yerli versiyonunun üretimine imkan tanınmış ve bu sayede Türkiye, bir NATO üyesine jet uçağı satmış ilk ülke olmuştur. Bu anlaşma, Türk savunma sanayinin global rekabet gücünü ve teknolojik kabiliyetlerini pekiştirmiştir.
Ayrıca, STM firması, Portekiz Deniz Kuvvetleri’nin Lojistik Destek Gemisi ihalesini kazanmıştır. Bu proje kapsamında, iki adet deniz ikmal ve lojistik destek gemisi, Türkiye’de STM ana yükleniciliğinde inşa edilecek. Böylece, Türk savunma sanayii ilk kez hem AB hem de NATO üyesi bir ülkeye askeri gemi ihracatı gerçekleştirmiştir, bu da uluslararası alanda Türkiye’nin savunma sanayii kapasitesini ve güvenilirliğini göstermektedir.
İngiltere’de yayımlanan ‘Ulusal Güvenlik Stratejisi’ belgesinde, Türkiye’nin bölgedeki kritik önemi vurgulanmıştır. Belgeye göre, Karadeniz, Kafkaslar, Orta Doğu ve Afrika bölgelerinde Türkiye’nin stratejik konumu ve askeri entegrasyonu, İngiltere’nin Avrupa ve NATO’daki güvenlik çıkarları açısından hayati önemdedir. Güçlü savunma sanayi işbirliği ve askeri entegrasyonun, iki ülkenin güvenlik politikalarının temel taşlarından biri olduğu belirtilmiştir.
Türk savunma sanayii, dünya genelinde en büyük 11. silah ihracatçısı konumundadır ve toplam piyasa payı %65 civarındadır. Bin 600’den fazla Türk firması, çeşitli savunma ve havacılık ürünleri ihraç ederek sektörün dinamizmini korumaktadır. 2024 yılında, Türk savunma sanayii en fazla ihracatı gerçekleştiren ülke olarak ABD’yi geride bırakarak, toplamda yaklaşık 7 milyar ABD doları ihracat yapmıştır. Bu ihracatın %55,4’ü NATO ülkeleri ve Ukrayna’ya yapılmıştır.
Türk savunma sanayii, 2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planı döneminde, sektör olarak 150 binin üzerinde istihdam sağlama, 26 milyar dolar ciroya ulaşma ve 11 milyar dolar ihracat hedefleriyle büyümeyi sürdürecektir. Bu hedefler, sektörün teknolojik gelişimi ve uluslararası rekabet gücünü artırma yolunda önemli bir motivasyon kaynağı olmaktadır.