Tiyatro hazinemizden arşivden ziyarete yolculuk ve hikayeler: geçmişten sahneye uzanan merak uyandıran bir keşif.

Depo’nun iki katına yayılan sergide ziyaretçiler, tiyatro dergileri arasında geçmişe yolculuk ederken videolu anlatımların önünde sessizce dinliyorlar. Küratör Esen Çamurdan’ın önderliğinde, yardımcı küratörler Aylin Erkan ve Ceren Uyan ile tasarım Sera Dink tarafından şekillenen sergi, 31 Ocak 2026’ya kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek.
Türkiye Tiyatro Vakfı, amacı olan Türkiye Tiyatro Müzesi’ni inşa etmek için kuruldu ve arşiv çalışmaları Aralık 2019’da başlamıştı. Bu sergide, bütünüyle arşivin bir bölümü topluma sunulurken, tiyatro kültür mirasının canlı bir düşünce olarak sürdürülmesi hedeflendi. Ziyaretçiler, bir tiyatro kültür mirasının yok oluşunun hangi manevi yoksulluğu doğuracağını hissetmeyi umuyorlar.
“Serginin kurgusu neden bu kadar kapsamlı ve zorlayıcıydı?” Bu süreç, adeta bir yap-boz oyununa dönüştü. Elinizdeki çok sayıdaki malzemeyi belli bir düzene oturtmak, bir rota belirlemek ve arşivin kendisinin yönlendirmesine izin vermek önemli deneyimler kazandırdı. Arşiv, bize yol gösterdi; biz de onunla konuşarak ilerledik. Bu, kimi sapmalarla, kimi değişikliklerle birlikte doğal bir biçimde şekillendi.
Arşivin sergilenmesi sırasında karşılaşılan en ciddi zorluk, ekonomik kaygılardı. Umut bağlanan iki fondan ret yanıtı alınca tasarım maliyetlerini azaltmak zorunda kaldık; tasarımcı Sera Dink ile masrafı yarıya indirerek yaratıcı süreci sürdürdük. Bu süreçte içerik kalitesinden taviz verilmedi.
Resmi tarih biçeminden uzak bir anlatı tercih edilerek ziyaretçiler, tiyatro kişilerini yalnızca entelektüel figürler olarak görmekten çıkarılıp insani yanlarıyla da tanımlanıyor. Böylece Ergun Köknar’ın eşi Suna Pekuysal’a yazılan aşk notunu, Cahit Külebi’nin arkadaşına yönelik sert bir uyarısını, Müşfik Kenter’e yönelik velisine yazılan bir mektubu ve Güner Sümer’e iletilen nazik bir mektubu gibi pek çok küçük ayrıntı, metinlerle birlikte ziyaretçinin deneyimine yön veriyor.