Terörsüz Türkiye için yol haritası: rapor içeriği, bulgular ve uygulanabilir tavsiyelerle güvenli gelecek inşa edin.

Rapor tesliminin ardından konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Genel Başkan Yardımcımız Mustafa Şahin ve Aday Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel ile birlikte, süreç boyunca elde edilen görüşleri ve parti olarak iletilen önerileri Meclis Başkanımıza sunduklarını belirtti. Teşekkürlerini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen kararlı politikaya ve sürecin yapıcı yönüne iletti; ayrıca Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli ile Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a da teşekkürlerini ifade etti. Raporun temel amacı, Türkiye’nin bu kritik dönemeçte hangi adımları attığını ve hangi yaklaşımı benimsediğini ortaya koymaktır. 60 sayfalık bu çalışmanın, tüm komisyon üyelerinin katkısıyla ve ilgili kurullarla uyumlu şekilde hazırlandığını vurguladı.
Açıklanan başlıklar, Türkiye’nin mevcut durumunu, AK Parti’nin meseleye bakışını ve geçmişte atılan adımları özetleyen kapsamlı bir çerçeve sunuyor. Özellikle çözüm arayışlarının hükümetler dönemi boyunca nasıl ilerlediğine vurgu yapan bölümler dikkat çekiyor. Ayrıca “Türkiye Yüzyılı” vizyonu ile “Terörsüz Türkiye” hedefi gibi ana temaslar, rapordaki önemli başlıklar arasında yer alıyor. Komisyonun çalışmaları sırasında dinlenen tarafların beyanlarına ve görüşlerine atıfta bulunulan bölümlere yer veriliyor; bunun yanı sıra tespit ve teyit mekanizmasının nasıl işleyeceğiyle ilgili öneriler de ayrıntılı olarak ele alınmış durumda.
Raporda kamu düzeni ve süreç yönetiminin önemi, geçiş hukuku kapsamındaki özel bir kanun önerisi ile birlikte ele alınıyor. Toplumsal uyum bağlamında, tasfiye sonrası dönemde demokratikleşmeyi güçlendirecek adımlar da raporun odak noktalarından. Sonuç bölümünde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıkça vurguladığı Türk-Kürt-Arap dayanışmasının ülke ve bölge açısından katkısına dikkat çekiliyor; böylece “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda ilerlemenin altı çiziliyor. Hayırlı olsun ifadesiyle raporun bu şekilde sunulduğu belirtiliyor.
TRT Haber’in aktardığına göre raporda, toplumsal hafızayı manipüle etmeye dönük girişimlere ve devlet kurumlarına karşı güvensizlik yaratmaya yönelik çabalar, sürecin dikkatle izlenmesi gereken riskler olarak değerlendiriliyor. Özellikle mağduriyetler üzerinden nefret söylemlerinin artması, sosyal medya üzerinden devletin itibarsızlaştırılmaya çalışılması ve güvenlik güçlerine yönelik hedef gösterme gibi gelişmelerin, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirebileceği ifade ediliyor. Ayrıca örgütle ilgili olarak; silah bırakılması, tasfiye edilmesi ve bu süreçlerin somut olarak kayıt altına alınması gerektiği belirtiliyor. Sahadan gelen verilerin kurumsal raporlama ve ulusal güvenlik değerlendirmeleriyle birleştiği bütüncül bir mekanizmanın kurulması gerektiği vurgulanıyor.
Sahadan alınan bilgiler ışığında fesih aşamasının tamamlandığına dair net bilginin elde edilmesi gerektiği ve bu bilgiden sonra komisyon raporunun hazırlanacağı belirtiliyor. Kanun hazırlık sürecinde ilgili tüm kurumların görüşlerinin alınmasının önemi, saha verileri ile hukuki risk analizlerinin dikkatle değerlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Şam yönetimiyle 10 Mart mutabakatının gereklerinin yerine getirilmesinin önemine özellikle vurgu yapılıyor; bu bağlamda 1 Ocak 2026’ya kadar olan süreç için süre tanınmasının gerekliliği anlatılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın konuyla ilgili yaptığı önemli açıklamaların ve uyarıların raporda da yer aldığı belirtiliyor. Son olarak, raporda YPG’nin 10 Mart Mutabakatı’na uyum göstermesi gerektiği ifadesi bulunuyor.