Terörsüz Türkiye için Meclisin değerlendirmesi ve yol haritası: kararlı adımlar, güvenlik güçleriyle istikrar ve demokrasi için vizyon.

Toplantıyı açan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleri, sürecin hassasiyetiyle nasıl ilerleyeceklerini vurguladı. Komisyonun amacı, terörsüz bir Türkiye hedefiyle sınırlı kalmayıp devlet politikalarının sahadaki uygulamalarıyla da örtüştürülecek bir yol haritası olarak ifade edildi. Sayın TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, sürecin kalıcı bir uzlaşma ve ortak sorumlulukla yürütüleceğini belirterek, çalışmaların, nihai sonuçlarını Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’na sunmayı hedeflediğini kaydetti.
Süreç kavramı ile al-ver pazarlığı arasında bir bağ kurulamayacağını vurgulayan konuşmada, örgütün teslim süreci ve siyaset ile uyum içinde hareket eden partilerin ittifakıyla komisyonun kurulduğu hatırlatıldı. Bu yaklaşım, tarihin bir parçası olarak komisyonun sorumluluklarını yerine getirme azmini güçlendirdi.
İMRALI ZİYARETİ kapsamında atılan adımlar, sürecin ilerleyen aşamalarında daha dikkatli ve hassas davranılmasının gerekliliğini ortaya koydu. Son toplantıda alınan kararla, grupların temsilcilerinin ada ziyaretine gitmesi oy birliğiyle belirlendi ve ziyaret akabinde dinleme faslının tamamlandığı ifade edildi. Böylece farklı toplumsal kesimler ve mağdur olanlar da dinlenmiş oldu.
Rapor süreci şimdi başlamaktadır. Komisyon, terörsüz Türkiye hedefine yönelik kendi ortak hassasiyetleriyle ve mümkün olduğunca ortak kanaatleri yansıtan bir rapor hazırlamayı amaçlamaktadır. Bu adım, sürecin ayrı bir dönüm noktası olarak nitelendirildi ve tarihi eşiğin aşılmasına katkı sağlaması beklenmektedir.
Raporların sunumu sürecinde, grupta bulunan milletvekillerinin kendi raporlarını iletmesi talimatı verilmişti. Şu ana kadar gelen raporlar kaydedilip, resmi tutanaklara dahil edilecektir. Oturumda bu raporlar dinlenecek ve ana başlıklar üzerinden diğer arkadaşların görüşleri alınacaktır.
Gelecek adımlar için dikkatli bir iletişim ve sorumlu konuşma gerekliliği vurgulanıyor. Sözlerin etkilerinin çok güçlü olduğu bu dönemde, herkesin siyasi malzemeyi bir kenara bırakıp birlikte hareket etmesi bekleniyor. Basının da bu süreçte üzerindeki sorumluluklar netleşiyor; sonuç odaklılığı ön planda tutmak ve somut sonuçları görmek öncelikli hedef olarak ortaya konuyor.