TBMM’nin meşruiyet ve demokratik siyasete vurgu yapan, Meclisin dördüncü yılında yükselen sorumlulukları ve vatandaşlık bilincini ele alan içerik.
TBMM, milletin iradesinin temel dayanağı olarak her dönemde savunduğu değerleri yenileyerek, yasama ve denetim fonksiyonlarını millet adına yürütmeye devam ediyor. Bu meclis, yalnızca iç meselelerle sınırlı kalmayıp bölge ve dünya ölçeğindeki gelişmelere de duyarlı bir yaklaşımla yanıt veren bir platformdur.
Son dönemde, Gazze’ye yönelik gelişmeler ve bölgesel egemenlik meseleleri bağlamında, Meclis tüm üyeleriyle ortak bir duruş sergileyerek, dayanışma ve kınama gerektiğinde kararlılıkla hareket etmiştir. Parlamenter diplomasinin imkanlarını en geniş biçimde kullanarak, Türkiye’nin uluslararası önceliklerini ve fikirlerini Millet adına ifade etmiş, özellikle Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve hukukunu da gündemden düşürmemiştir.
Bu çerçevede, farklı siyasi görüşlerin bir araya geldiği ya da rekabet içinde olduğu bir demokrasi merkezi olan TBMM, siyasetin merkezi olarak konumunu sürdürmektedir. Çeşitli partiler ve farklı bakış açıları içinde diyalog ile uzlaşıyı hedefleyen bu platform, meşruiyetin en sağlam kaynağı olan millet iradesini asla geri plana itmemektedir.
28. yasama döneminin dördüncü yılına girerken, Meclis ve temsil edildiği güçler, demokratik temsil gücünü güçlendirerek yoluna devam etmektedir. Meclis’in meşruiyeti de milletin kendi iradesinden doğan bir güç olarak kabul edilmeye devam edilmiştir. Bu amaçla, dördüncü yasama yılında da başarılar elde edilmesi temenni edilmektedir.
Erdoğan’ın TBMM’deki resmi karşılama töreniyle başlayan yeni yasama yılında, Meclis Başkanı ve Başkan Vekilleri eşliğinde törenler düzenlenmiş, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile anıtsal bir başlangıç yapılmıştır. Bu törenler, Meclis’in birliğini ve millet için yürütülen hizmetin sürekliliğini simgelemektedir.