TBMM’de Milli Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu Rapor Çerçevesinde Çalışmalarını Sürdürüyor

TBMM’de Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Kurtulmuş’un başkanlığında toplantılarına devam etti. Açılış konuşmasında Kurtulmuş, 28. Dönem 4. Yasama Yılı’nın hayırlı olmasını dileyerek, milletin menfaati ve insanlığın yararı için önümüzdeki dönemde fevkalade önemli konuları ve başarılı çalışmaları sonuçlandırmayı ümit etti.

Komisyon’un bugüne dek sergilediği demokratik tavır ve çoğulcu yaklaşım, farklı görüşlerin açıkça dinlenebilmesi yönünden örnek teşkil etti. ‘KAPSAMLI RAPOR’ VURGUSU ifadesiyle siyasi ve sivil toplum aktörlerinin katkılarını sonuna dek dinleme arzusu dile getirildi. Kurtulmuş, konuşmaların ve müzakerelerin kısa sürede tamamlanarak kapsamlı bir çerçeve raporu ortaya koyulmasını ve bu raporun TBMM Genel Kurulu’na iletilmesini hedeflediklerini belirtti.

Dün akşam saatlerinden itibaren dünyayı meşgul eden Gazze ve Sumud Filosu tartışmalarıyla ilgili görüşlerini paylaşan Kurtulmuş, uluslararası sularda yapılan operasyonların insani ve hukuki açıdan kabul edilemeyeceğini vurguladı. İsrail’in sözde kara suları sınırlarını aşan bazı gemilerin hâlâ Gazze’ye yöneldiğini, bu müdahalenin uluslararası hukuka aykırı olduğunun altını çizdi. “Uluslararası sularda seyrüsefer güvenliği uygulanır; buna asla mani olunamaz.” diyerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu saldırıları net bir dille kınadığını ifade etti.

İsrail’in uluslararası alanda yalnızlaşmaya başladığına işaret eden Kurtulmuş, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Netanyahu’nun kürsüye çıktığı anlarda delegelerin salonu terk etmesinin, İsrail hükümetini yalnızlaştırmadığını gösterdiğini belirtti. ‘NETANYAHU ÇETESİ YALNIZLAŞMAYA DEVAM EDECEK’ başlığıyla değindiği konularda, Sumud Filosu’na destek veren tüm toplum ve devletlere teşekkürlerini iletti. TBMM Başkanı, Sumud Filosu’nun sivil doğasının ve amacının adeta başarıyla netice verdiğini ifade etti.

Kurtulmuş, bundan sonra işlerin insanlık lehine ilerleyeceğini ve dünya siyasetinin mazlum Filistin halkının yararına yön değiştireceğini öne sürdü. Hizmet edenlerin gelecekte de kendi ülkelerinde kahraman olarak karşılanacağını belirten konuşmacı, Gazze’deki insani kriz ve soykırım iddialarının sonlandırılması için uluslararası baskının artırılmasının gerekliliğini vurguladı.

Toplantı sonrasında, hukuk alanında öne çıkan sivil toplum kuruluşları ile akademisyenlerin dinlenilmesi başladı ve süreç, bu katılımcıların görüşlerinin rapor aşamasına katkı sunması amacıyla sürdürülüyor.