Şoför Nebahat, Irazca, Ezo Gelin ve Kadın Hamlet’imiz: Fatma Girik hakkında akıcı ve etkileyici bir meta açıklaması.
Fatma Girik’in hayatı, Yeşilçam’ın unutulmaz isimlerinden biri olarak hafızalarda yerini koruyor. Dört Yapraklı Yonca’dan en erken sahneye adım atanlardan olan Girik, 1957 yılında Leke ile oyunculuğa giriş yaptı ve 1960’taki Ölüm Peşimizde ile gerçek ününe kavuştu. Bu dönemde Memduh Ün ile olan ortak çalışmaları, onun sinemadaki yükselişini destekledi. Ayrıca aynı yıllarda Atıf Yılmaz’ın Keşanlı Ali Destanı filmiyle de adından söz ettirdi. Ben Cumhuriyet’te yazılamaya başladığım 1970’lerde onun Vatan ve Namık Kemal, Namus, Toprak Ana, Kızgın Toprak, Kambur, Kuma gibi filmlerini ele aldım ve onu gözde oyuncularım arasına koydum.
Gina’nın kıskandığı güzel olarak tanışmamız 1975 yılında Moskova Film Festivali’nde gerçekleşti. Fevzi Tuna’nın Kızgın Toprak filmi için baloda Gina Lollobrigida da oradaydı ve büyük olasılıkla aynı karede yer almak istemişti. O günden itibaren süren dostluğumuz, önce komşuluk ve ardından sık sık yapılan ziyaretlerle pekişti. Biz 4. Levent’te, onlar ise Manolyalı Sokak’ta komşu yaşantısını sürdürüyordu. Antalya gibi yerli festivallerde de buluştuk. Bir keresinde Memduh Bey ile birlikte ortak bir söyleşi yaptık; o günlerdeki birliktelikleri 50. yıla yaklaşmıştı. Evlenmeseler de mutlu bir yaşam sürdürdüler. Eğer evlenirlerse Fatma’nın soyadı Ün olur muydu? “Bunu hiç düşünmedim. Evliliği önemsemiyorum; sanırım soyadımı korurdum” demişti.
1989’dan 1994’e uzanan süreçte Şişli Belediye Başkanlığı koltuğunu da işgal eden Girik, bu dönemde işine sıkı sıkıya sarıldı. “Aslında bu kadınlara daha yakışan bir iş. Çünkü kadınca bir yumuşaklıkla çok şeyi halledebiliyorsun” sözleriyle kariyerinin derinliğini vurguladı.
180’i aşkın film insanın aklında yer eden bir kariyere işaret eder: Yılmaz Güney ile Acı ve Yarın Son Gündür gibi projelerde rol aldı; bir dönemin ünlü seks filmleri dahi bu döneme sığdırıldı. Elinde hiç senaryo yazmadığını, tüm konuşmaların sette son anda üretildiğini belirtti. 1980’lerde film sayısını azaltan Girik, 1990’larda neredeyse hiç film çevirmedi. 2005’te Memduh Ün’ün son filmi Sinema Bir Mucizedir’de oynadı; arada televizyon ve dizi projeleriyle ekranlarda kalmayı sürdürdü. 2009’da The Golden Girls uyarlamasıyla Türk televizyon ekranlarına döndü ve Türk oyuncularla birlikte bu projeyi başarıyla yürüttü. Memduh Ün 2015 yılında vefat etti; Girik’in hayatı ise hâlâ etkileyici bir dönemeç olarak anılıyor.
İlerleyen yıllarda Zilha, Şoför Nebahat, Irazca, Kanlı Nigar, Ezo Gelin ve Kadın Hamlet gibi karakterlerle toplumsal belleğe yerleşen oyuncu, nihayetinde yaşama veda etti. Onu unutmak mümkün olmadı.
Her zaman söz Fato’da 90’lar, televizyon dünyasında reality show’ların yükseldiği yıllar oldu. Fatma Girik, belediye başkanlığı görevinden sonra bu akıma uyum sağladı ve Söz Fato’da adlı programla adalet arayışını sürdürdü. Program, dönemin en çok izlenen yapımlarından biri haline geldi. Ancak katı ve dobra üslubu nedeniyle sık sık eleştirilere maruz kaldı; davranışları ve bazı tartışmalı anlar nedeniyle mahkeme karşısına çıkması gereken durumlar da oldu. Bir televizyon olayı olarak yaşananlar, Girik’in adalet terazisini şaşırtan yönlerini ortaya koydu. 2006’da Fato ile Yeni Bir Hayat adlı programla tekrar ekranlara dönmesi ses getirse de, Söz Fato’da kadar büyük yankı uyandırmadı.
Şişli’nin en ünlü belediye başkanı ise kariyerinin dönüm noktalarından biri oldu. 1984 yerel yönetimler yasası sonrası Şişli, belediye statüsünü yeniden kazanırken Girik bu görev için aday gösterildi. Sosyaldemokrat Halkçı Parti’den seçilen aday, yüzde 38,72 oy oranıyla seçilerek 1989-1994 dönemi için Şişli Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu. Bu görev, sanatçı kimliğini politik bir sahaya taşıyarak unutulmaz bir iz bıraktı.