Sındırgı depremleri ve zemin- inşa faktörlerinin hasar üzerindeki etkisini analiz eden kapsamlı bir inceleme.

Afyon Kocatepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Gücek, Sındırgı’da meydana gelen depremlerin ardından zemin koşulları ile yapı tipinin hasar büyüklüğünde belirleyici rol oynadığını ifade etti. İlçede alüvyon zeminler üzerinde kurulu, mühendislik hizmeti almamış yığma yapıların yoğunluğu, deprem etkisinin artmasına katkıda bulundu.
Hasara yol açan başlıca etmenler arasında fay hattına yakın konum, alüvyon zeminler ve bu bölgelerde sıkça görülen yığma yapıların bulunduğu alanların öne çıktığını belirten Gücek, 10 Ağustos’taki depremde 724 binanın acil yıkım ya da yıkım için uygun durumda olduğunu bildirdi. 27 Ekim’deki ikinci depremle birlikte durumu ağırlaştıran yeni hasarlar meydana gelirken, 500’ün üzerinde bina da acil yıkım ya da yıkık olarak değerlendirildi.
Boşaltılan ağır hasarlı binaların hızlı müdahale ile güvenliğe kavuşturulması konusunda yapılan çalışmaların, ikinci depremde olası can kayıplarını önlediğini vurgulayan Gücek, Bakanlığın sahadaki zamanında müdahalesinin kritik bir rol oynadığını ifade etti. Türkiye genelinde eski yapı stoklarının risk oluşturduğunu dile getiren uzman, kentsel dönüşümün zaman kaybetmeden hızlandırılması gerektiğini belirtti.
Gücek, yeni yönetmeliklere uygun inşa edilen binaların çoğu zaman depremden etkilenmediğini; ancak yanlarındaki eski yapıların tamamen yıkılabilir olduğunu kaydetti. Sındırgı özelinde ise hasarın büyümesinde zemin koşulları ile yapı tipinin kilit rol oynadığını ifade eden açıklamasında, ilçede alüvyon zemin üzerinde kurulu ve mühendislik hizmeti almamış yığma yapıların yoğunluğu bu durumu tetikleyen temel unsur olarak öne çıkıyor.