Sındırgı depremleri ve güvenli bölge uyarısı: Türkiye’nin riskleri, dayanıklı yapılar ve afet yönetimi üzerine kısa, bilgilendirici bir özet.

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde artan sismik hareketler vatandaşları tedirgin ederken, uzmanlar Sındırgı Fayı’nın deprem üretmeye devam ettiğini belirtiyor. 10 Ağustos ve 27 Ekim’de meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem sonrası bölgede artçı sarsıntılar da sürüyor ve bu durum halkı daha dikkatli olmaya çağırıyor.
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ise şehirler arası riskleri tek tek sıralayarak, birçok il ve ilçede konut alımını ve kiraya vermeyi düşünmemeyi öneriyor. Özellikle sulak, gevşek ve tarım arazilerine inşa edilen çok katlı yapıların, deprem anında sarsıntıyı üç ila beş kat büyütebileceğini, rezonans etkisiyle çatlak ve çökme riskini artıracağını vurguluyor. Bu nedenle güvenli yapı seçimi ve yer güvenliği konusunda kritik uyarılar yapıyor.
İSTANBUL’UN İLÇELERİ İÇİN ÖNERİLER Ercan, kişisel X hesabından yaptığı açıklamada, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin pek çok kentinde deprem riskinin belgelerle işaret edildiğini belirtiyor. Uyarılarında, özellikle sulak ve tarım arazilerine yakın yoğun yapılar yerine güvenli bölgelerli yaşam alanlarını tercih etmenin altını çiziyor:
GÜVENLİ YERLER için verilen açıklamalarda, güvenli bölgeler açık bir şekilde tanımlanıyor: Artvin’den Kırklareli’ne kadar Karadeniz kıyıları, Güneydoğu Anadolu ve Orta Anadolu’nun büyük bir kısmı, Trakya, Ankara başkenti ve çevresi gibi geniş bir coğrafya Türkiye’nin güvenli alanları olarak ifade ediliyor. Ancak yine de yer kırığına bağlı sarsıntıların yapı ile rezonansa girerek zarar verebileceği unutulmamalı.
Sonuç olarak, deprem riskinin ülkede devam ettiği bu dönemde, yaşam alanı seçimi yapılırken güvenli bölgeler ve sağlam yapılar üzerinde durulması kritik önem taşıyor. Yaşanabilir ve güvenli bir yerleşim için yer güvenliği belgesi talebi ve yapının dayanıklılık kriterleri mutlaka gözden geçirilmeli.