Türkiye-İsrail geriliminde Osmanlı mirasının diplomatik yüzünü inceleyen Silvan Yazıtı tartışması hakkında kapsamlı analiz.
Türkiye ile İsrail arasındaki yeniden biçimlenen diyaloglarda, Kudüs’te 1880’de keşfedilen ve Hezekiya dönemine tarihlendirilen Şiloah Yazıtı, uzun zamandır tartışma konusudur. 1882’de İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne getirilen bu eser, defalarca talep edilmesine rağmen Türkiye’nin iade ya da paylaşım yönündeki yaklaşımını değiştirmemiştir. Yazıt, bugün hâlâ İstanbul’da görücüye çıkartılmakta ve Türkiye’nin “verilmeyecek” tavrı sürdürülmektedir.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Kudüs’te ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile yaptığı açıklamalarda, eski Başbakan Mesut Yılmaz’a yazıtı takas etmek için bir teklifte bulunulduğu hatırlatıldı. Ancak bu teklif, dönemin Türkiye siyasetinin dinamikleri nedeniyle reddedildi. Netanyahu, “Bay Erdoğan, Kudüs bizim şehrimizdir. Bölünmeyecek” ifadesini öne çıkarmış ve bu açıklamanın bölge ilişkilerini etkilediğini belirtmiştir.
Şiloah Yazıtı’nın İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ndeki sergisi, Osmanlı mirasının diplomatik hassasiyetler üzerinden yeniden gündeme gelmesine yol açtı. Eserin talep ve tartışmalarına rağmen Türkiye’nin konumu değişmedi; yazıt hâlâ Türkiye’nin ellerinde olmaya devam ediyor. Bu süreç, iki ülke arasındaki tarihi figürler üzerinden modern politikaların nasıl yönlendiğini gösteren önemli bir örnektir.
“NETANYAHU CAHİL BİR ADAM” başlığı altında toplanan tartışmalar, Siloam Yazıtı’nın hakiketi ve tarihsel bağlamı üzerinde yoğunlaşıyor. Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, yazıtın kökeni ve Kudüs’ün tarihsel dinamikleri hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Ortaylı’ya göre, Kudüs’ün tarihsel önemi, bölgedeki milliyetçilik akımlarının yükselmesiyle birlikte daha da kritik bir hale gelmiştir. İsrail’in Kudüs hakkı konusundaki talepleri ve Türkiye’nin bu taleplere yanıtı, diplomasiyle kültürel miras arasında süregelen bir ince çizgide ilerliyor.