Seyyah’ın Lö Türkü: Kökenlerden Bugüne Bir Başlangıç Yolculuğu

Strasbourg’da köken bulan ve İstanbul’da kendine yol bulan Seyyah topluluğu, ocak ayında yayınlayacağı ikinci albümünün ilk adımı olan Lö Türkü ile dinleyiciyle buluşuyor. Göç, ayrılık ve toplumsal değişim temalarını taşıyan bu parça, bir ağıt ile yeniden kavuşma umudunu içinde barındırıyor. Albümün yönü ise köklerin Anadolu’da, dilin bugünde buluşması fikri etrafında şekilleniyor.

Yeni çalışma toplam 14 parçadan oluşacak ve Seyyah’ın folk geleneğiyle kurduğu bağı daha derinden hissettirecek bir dil sunacak. Bölgelere ait melodilerin zenginliğini merkeze alan bu süreçte, grup geçmişi yeniden canlandırmaktan çok bugüne uygun bir hat kurmayı hedefliyor. İlk albümü Tuz ile kurdukları bağı bu kez daha içten ve sahici bir şekilde genişletmeyi amaçlıyorlar. Yolculuğun ikinci durağı ise 5 Aralık’ta çıkacak olan Yumurta adlı parça.

Kolektif ruh olarak öne çıkan Seyyah: Genç üyelerin geleneğe bu kadar yakın durması, onların müziğini güçlendiren en önemli damar. Folk geleneğinin ifade gücünü korurken onu bir vitrin veya nostalji alanı olarak görmek yerine yaşayan ve sürekli dönüşen bir hafıza olarak ele alıyorlar. “Köklü bir geleneğin içinden geliyor olma” duruşlarıyla bu tercihi geçmişe duyulan özlemle değil, süreklilikle açıklıyorlar. Anadolu, Balkanlar ve yakın coğrafyaların melodileri yalnızca korunacak bir miras değil; yeniden duyulacak, yeniden nefes alacak ve bugünün sesine karışacak bir canlılık taşıyor. Grup, “Gelenek bizim için kapalı bir yapı değil” diyor; onu oluşturan insanlar değiştikçe de değiştiğini belirtiyor. Bu müziğin taşıdığı kolektif ruh onların kalbinde hep yakın kalacak bir değer. Amaçları: geleneği kırmak ya da yeniden şekillendirmek değil; onun doğal akışına eşlik etmek, melodileri bugünle buluşturup kendi seslerini katmak.

Bu yaklaşım, albümün üretim sürecinin merkezinde yer alıyor. Tüm süreç kolektif bir yapıda yürütülüyor; her üyenin geçmişi, kimliği ve müzikal birikimi parçaların dokusuna işlenmiş. Ritimler, sözler ve düzenlemeler tek sesli bir anlatı yerine, farklı coğrafyaların buluştuğu bir masa üzerinden yükseliyor. Böylece Lö Türkü, sadece ilk tekli olmakla kalmayıp albümün pusulası haline geliyor; ayrılığın sızısını taşısa da ilerlemeye odaklı, geçmişe yaslanırken bugünün sesini duyuran bir başlangıç yaratıyor. Ocak ayında çıkacak albümle birlikte bu pusulanın yol gösterici rolü merak konusu. Grubun çağrısı net: “Ayrılıklar büyüse de müzik, yeniden buluşma ihtimalini hep saklar.”

“Yeni ihtimallerle dolu şehirler” başlığıyla özetlenen Lö Türkü, kuşağın ortak duygularına kapı aralayan bir parça olarak değerlendiriliyor. Seyyah bu parçayı, gitme fikrinin umut, zorunluluk ya da yeni başlangıçlar doğurabildiği anların içinden geçirerek kuruyor. Genç neslin taşınan eşyalar kadar taşınamayan anıları, geride kalan bağlar kadar yeni ihtimallerle dolu şehirleri düşündüğü bir ortamda şekilleniyor. Ayrı düşenler dahi aynı melodide buluşabilir; müzik bazen eve dönüşe yakın bir his taşıyabiliyor. Lö Türkü, ayrılığın eşiğinde bekleyenlere bir yeryüzü vaad ediyor ve aynı anda yeniden bir buluşma ihtimalini sunuyor.