Şanghay İşbirliği Zirvesi sonrası Erdoğan’ın çok yönlü, dimensional tartışmalarını analiz eden kapsamlı bir özet.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin’in ev sahipliğinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi dönüşünde gazetecilerle bir araya gelerek, ikili ve çok taraflı ilişkiler ile bölgesel ve küresel gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, zirvenin Türkiye’nin Asya ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirme ve ekonomik iş birliğini artırma yönündeki önemine vurgu yaptı.
Şanghay Teşkilatı’nın dinamik dönüşümüne dikkat çeken Erdoğan, üye ülkelerin nüfus ve ekonomik büyüklük hedeflerine değinerek, bölgesel iş birliğinin barışçıl çözüm ve ortak kalkınma odaklı bir çerçeve içinde ilerlediğini ifade etti. “Şanhay Ruhu” başlığı altında ilan edilen ilkelerle Yeniden Asya Girişimi’nin yaklaşım ilkelerini paralellikte gördüğünü belirtti; bölgede ihtilafların barışçıl yollarla çözülmesi için Türkiye’nin önde gelen diyalog katkı sağlayan ülkeler arasında olduğuna vurgu yaptı.
Zirve kapsamında çok taraflı diplomasinin sürdürülmesi, Gazze’deki gelişmeler ve küresel sorunların çözümüne yönelik çabaların ele alındığına işaret eden Erdoğan, Çinli mevkidaşlarıyla ikili ilişkileri ve yatırımları daha dengeli ve sürdürülebilir bir zemine oturtma hedefini yineledi. Çin ile temaslarda ticaret hacminin adil ve karşılıklı fayda odaklı büyütülmesi konusunda ortak bir yaklaşım benimsendiğini ifade etti.
İkili temaslar ve görüşmeler kapsamında Erdoğan, SZi Cinping ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiğini ve ikili iş birliği imkanlarını değerlendirdiklerini kaydetti. Dışişleri Bakanı’nın hazırlıklar dahilinde anma programına katılacağını bildirdi. Zirve sürecinde Pakistan, Azerbaycan, Ermenistan, Rusya ve İran gibi ülkelerin liderleriyle temaslar kuruldu; İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları da konuşuldu. İkili ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde ortak kararlılık bir kez daha vurgulandı.
İlgili başlıklar çerçevesinde Çin ile ilişkilerimizin derinleşmesi, uluslararası sistemlerin işleyişindeki reform ihtiyacı ve normalleşmenin adil temeller üzerinde kurulması gibi konular öne çıktı. Erdoğan, Batı ve Doğu arasında köprüler kurmanın gerekliliğini yinelerken, herkesin adil ve müreffeh bir dünya için çaba göstermesi gerektiğini belirtti.
Erdoğan, Gazze’deki insani kriz, sivillerin yaşadığı zorluklar ve Filistin’in uluslararası arenadaki konumuyla ilgili endişelerini dile getirdi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin heyetinin katılımı konusundaki kararları üzerinde durdu ve bu kararın BM’nin varoluş amaçlarına uygun olmadığını ifade etti. BM Genel Sekreteri ile görüşme arzusunu paylaştı ve konunun telefon diplomasisiyle izlenmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca Gazze’deki çocuk ve bebeklerin yaşadığı travmalara dikkat çekti.
İstanbul’daki müzakereler ve tahıl koridoru üzerinden barış için yürütülen süreçleri hatırlatan Erdoğan, taraflar arasındaki güven inşasının önemli bir aşama olduğunu kaydetti. Türkiye’nin bu süreçlere gösterdiği diyalog ve arabuluculuk rolünün devam edeceğini belirtti.
Güney Kafkasya’da barış süreci ve Zengezur Koridoru konusundaki gelişmeler hakkında olumlu bir tablo çizen Erdoğan, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki yaklaşımın net olduğunu ifade etti. Beyaz Saray’da atılan imzaların bölge barışına hız kazandırdığını, bu koridorun açılmasıyla bölge ticaretinin ve ulaşım ağlarının güçleneceğini belirtti. Rusya ve İran’ın bu süreçteki kaygılarının zaman içinde giderileceğini öngördü.
Pyka olarak Sinop’ta yapılan füze testlerine ilişkin eleştirilere değinen Erdoğan, füzelerin uzun menzillere ulaşmasını sağlayan geliştirme çalışmalarına devam edeceklerini söyledi. Balıkçılık ve turizm verilerinin olumlu yönde ilerlediğini, Sinop’un ekonomik ve sosyal olarak güçlendiğini vurguladı. Muhalefetin eleştirilerini, kamu hizmetlerine odaklanarak yanıtladı ve milli güvenliğin kritik öneme sahip olduğunu belirtti.
Ekonomideki yükseliş trendine değinen Erdoğan, enflasyon düşüşü, işsizlikte gerileme ve rekor seviyedeki rezervler ile birlikte büyümenin devam edeceğini savundu. Kişi başı milli gelirin üst gelirli kategorilere geçiş ihtimali ve yatırımların hızlandığı bir döneme girildiğini ifade etti.